Galatasaray Spor Kulübü’nün sahip olduğu en değerli gayrimenkullerden biri olan Ada, İstanbulumuz’un çok önemli güzelliklerinin başında gelen İstanbul Boğazı’nda bulunan tek kara parçasıdır. Kulübün Fenerbahçe Burnu’ndaki Kalamış Tesisleri ile birlikte iki sportif ve sosyal tesisinden biri olan ve takriben 8 yıldır bir kiracı tarafından işletilen Ada’nın bugünkü statüsü ve kira koşulları üyeler arasında uzunca süredir merak konusudur. Camiada sürekli tartışma konusu olan bu durumu aydınlatacak şekilde bir bilgilendirme yapmanın yararlı olacağını düşünerek elimdeki bazı önemli bilgileri ve Ada’nın geleceği hakkında tamamen kişisel düşüncelerimi Galatasaraylılarla paylaşmak istedim. Bu arada devam eden Tahliye davasının ilk duruşmasının 06 Ağustos 2013 saat 11.30′da İstanbul 7.Sulh Hukuk Mahkemesi’nde yapılacağını ilgilenenlerin bilgisine sunarım.
1. Mels Tic. Ltd. Şti. (Mehmet Koçarslan) Galatasaray Adası’nı 18 Mayıs 2006 tarihinde kiralamıştır. Sözleşme süresi 2 yıl ilave opsiyonlu olmak üzere 2,5 yıl, yani Kasım 2008’e kadardır. Kiracının sözleşme gereği, adaya iki milyon dolar veya üzerinde yatırım yaptığı kanıtlanırsa, kiracının kira süresini Kasım 2010’a kadar uzatma hakkı vardı. Galatasaray Spor Kulübü (GSK) oluşturduğu bilirkişi marifetiyle kiracının bu yatırımı yaptığını kabul ederek sözleşmeyi 2 yıl yani Kasım 2010 sonuna kadar aynı kira şartları ile uzatmıştır.
Bu toplam 4,5 yllık sürede kira bedeli 376.000 dolar bağış ve 24.000 dolar kira olmak üzere toplam yıllık 400.000 dolardı.
GSK bu kira süresi dolmadan 22 Nisan 2009 tarihinde, bu kez genel kurul onayına başvurma gereği görmeden sözleşmeyi aynı şartlarla ilave 5 yıl, yani Kasım 2015 sonuna kadar uzattı. Bu karara GSK Genel Kurul üyeleri 27 Mart 2010 Genel Kurulu’nda benim de sözcülüğünü yaptığım bir önerge ile itiraz etti ve yapılan oylama sonucu önerge kabul edildi. Ancak kiracı bu karara rağmen tahliyeyi kabul etmedi ve kulüp tahliye davası açtı. Dava halen devam etmektedir.
2. Kiracının dünyanın tartışmasız en güzel yerlerinden İstanbul Boğazı’nın üzerindeki Ada’da tam 8 yıldır, değil Türkiye’de dünyada eşi olmayan bir kira bedeli ile ticaretinde 20 milyon dolar zarar ettiği şeklindeki beyanını kabul etmek mümkün değildir.
Abartısız bedava denebilecek bir kira bedeli ile işlettiği Galatasaray Adası’nda bugün 7 restoran, bir havuz bar, yaz/kış sürekli davet ve çeşitli toplantıların yapıldığı takriben 1000 kişi kapasiteli bir kapalı salon faaliyet göstermekte, havuz hariç senenin 12 ayı müşterilere hizmet verilmektedir. Ayrıca böylesine stratejik ve mükemmel bir mekanda Ada’nın iç-dış tüm reklam ve sponsor gelirlerinin tamamı da direkt olarak kiracıya aittir. Saydıklarımdan sadece reklam gelirleri Ada’nın tüm yıllık kira ve bağış giderlerini rahatlıkla karşılayacak düzeydedir. Kiracının bırakınız 20 milyon doları, sadece zarar ediyorum diyebilmesi dahi olaya ne derece sorumsuz ve gayri ciddi baktığının çok net bir göstergesidir. Ayrıca 8 yıllık süreçte hiç kar edememiş üstelik kendi ifadesiyle 20 milyon dolar zarar etmiş bir iş adamı böylesine başarısız olduğu bir işe devam etmekte neden ısrar eder anlamak mümkün mü?
3. Kiracının yatırım yaptığı doğrudur, doğru olması kadar da doğaldır. Mahkeme kararıyla tespit edilen tutara saygı göstermek gerekir. Fakat aynı kiracı 3 yıl önce 28 Mart 2010 tarihinde gazetelere verdiği bir beyanatta 13 milyon dolar, yani aynı günün kuru ile 19,5 milyon TL yatırım yaptığını söylemişti. Kiracı aynı yatırımın 3 yıl sonra bugün 14 milyon TL olduğunu ifade edebiliyor.
4. Ayrıca yatırım ve iyileştirme masraflarını GSK adına kontrol eden ve raporlayan bir mekanizma yoktur. GSK istediği zaman uzman kişilere bu tutarları bilirkişi sıfatıyla tespit ettirebilir.
5. Dikkat edilecek olursa kiracı sık sık sadece zararından ve yaptığı yatırımlardan bahsetmekte, hiçbir surette gelirlerinden yani Ada’nın kendisine sağladığı cirodan bahsetmemektedir. İşin ilginç yönü GSK yönetimi dahil kimse de kendisine bunu sormamaktadır. Kiracı Galatasaray Adası üzerinde var olan 9 ayrı kaynaktan gelir elde etmektedir. Kanımca yapmiş olduğu yatırımları fazlasıyla amorti ettiği gibi üstüne çok ciddi kar etmiştir. Bundan kimsenin şüphesi olmasın.
Peki, Galatasaray Adası kimindir ?
a. Tahliye davasının en geç 2013 sonuna kadar GSK lehine sonuçlanması kuvvetle muhtemeldir,
b. Sözleşmenin kesin şartı gereği kiracı mahkemenin tahliye kararı halinde, yaptığı hiçbir dekorasyon ve yatırımı geri talep etmeyecek, sökemeyecek ve Galatasaray Adası’nı mevcut hal ve ekipmanı ile olduğu gibi GSK’ye teslim edecektir,
c. Adanın takip edecek dönemde nasıl işletileceğine gelindiğinde ise; ilk ve olmazsa olmaz koşul ne pahasına olursa olsun Galatasaray Adası’ndan, her kulüp üyesinin sadece yönetimin tespit edip açıklayacağı yıllık işletme giderlerine katılım payını ödeyerek, serbestçe istifade etmesi sağlanmasıdır.
İşletmeye gelince tahliyeye müteakip yönetimin en ideal işletme şekline karar verebilmek için yeterli bir süresi olacak, GSK’yi ve tabii üyeyi tatmin edecek en akılcı ve ranrabl sistemi tercih edilecektir. Son derece gerçekçi koşullarla şartları saptanmış bir işletme şartnamesi hazırlanarak ihaleye çıkılabilir veya kulübün seçeceği konunun uzmanı profesyonel, deneyimli bir ekiple ada GSK finansmanı ve kontrolu altında işletilebilir.
d. Temel amaç Galatasaray Adası’nın aynen Kalamış Tesisleri’nde olduğu gibi Galatasaray Kulübü’nün bir sosyal tesisi olarak çalışması, bunun asla ihmal edilmemesi, ancak diğer taraftan GSK üyeleri dışında gelecek misafirlere de, prensipleri çok ciddi çalışmalarla tespit edilerek, Ada’nın var olan fevkalade yüksek gelir potansiyelinin de ihmal edilmeyerek ciddi, disiplinli gerek üyeyi gerek dışarıdan gelecek misafirleri mutsuz etmeyecek akılcı bir. düzen oluşturulmasıdır.
Ben son olarak 8 yıldan fazla süredir Galatasaray Adası’nı kiracı olarak tam yetki ve son derece uygun kira koşulları ile çalıştırmakta olan Sn. Mehmet Koçarslan’ın, Galatasaray Camiası ile var olan bugüne kadarki ilişkilerini de gözönünde tutarak konuya daha dostane, yapıcı ve tabii gerçekçi yaklaşmasını dilerim.