15 Şubat 2012 Çarşamba

Örtbas edilen ŞİKE BELGELERİ

SEDAT PEKER'İN AĞABEYİ VEDAT PEKER'DEN SERGEN YALÇIN'A MESAJ:
'Oynamayacakmışsın haberin olsun!..'

Milliyet, 2003 - 2004 sezonunda takımların kaderini etkileyen şike organizasyonunun belgelerini açıklıyor

Örtbas edilen ŞİKE BELGELERİ - 1
LUBE AYAR araştırdı

İtalyan savcı Stefano Palazzi'nin, dinlemeye takılan bir telefon konuşmasından edindiği "kanaat"le, "son şampiyon" Juventus'un üçüncü lige; Milan, Fiorentina ve Lazio'nun ise 2. lige düşürülmesini istediği "şike soruşturması", Dünya Kupası'nı bile gölgede bıraktı. Üstelik, bu soruşturma devam ederken Dünya Kupası'nı İtalya kazandı.
Kısa sürede tamamlanan soruşturmanın ardından, dosyayı önünde bulan temyiz mahkemesi, sadece Juventus'un Serie B'ye düşürülmesine karar verdi. İtalya'da yaşananlar, belki de en çok Türkleri şaşırttı. Spor basınımız, çeşitli iddiaları yeniden gündeme getirdi. Savcılar soruşturma başlattı, Başbakanlık Teftiş Kurulu harekete geçti.
Spordan Sorumlu Devlet Bakanı Mehmet Ali Şahin ve Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Haluk Ulusoy, iddialara değil, "kanıtlara" ihtiyaç duyulduğunu açıkladı. Var olan kanıtları göz ardı edenler için, tamamı dava dosyalarındaki belgelere dayanarak hazırlanan bu yazı dizisinin, sözü edilen "eksikliği" tamamlamasını umuyoruz. Çoğunu ilk kez okuyacağınız belgeler, daha önce gündeme gelen bazı iddiaları da kanıtlayacak. Cumhuriyet savcılarının ve hâkimlerin elinden geçen bu belgeler, işlem yapıldığı taktirde Turkcell Süper Lig'deki bazı takımların akıbetinin Juventus'tan farklı olamayabileceğini gösteriyor.
2004'te ligin kaderini tayin eden Beşiktaş ve Rizespor, bu üçlünün ilk ikisini oluşturuyor. Ve sormadan edemiyoruz: Polisin, organize suç örgütlerine yönelik teknik takibine takılan birkaç telefon konuşması bu kadar çok bilgiyi önümüze serdiğine göre, tamamen "şike"ye yönelik bir soruşturma kim bilir neleri ortaya çıkaracaktır?

'Bursa, Beşiktaş'a prim gönderecek'

Mayıs 2004. İddiasını kaybeden Beşiktaş'ta başkan Serdar Bilgili, teknik direktörü Mircea Lucescu. Beşiktaş, son maçında kümede kalmak için mutlaka 3 puana ihtiyacı olan Rizespor'la oynamaya hazırlanıyor. 15 Mayıs'taki maç için Rizespor son kozlarını oynuyor. O günlerdeki telefon konuşmaları, Sedat Peker'e yönelik "Kelebek operasyonu" için yapılan teknik takibe takılıyor. Telefon kayıtlarında "evladımız" sıfatıyla anılan Sergen, maça çıkmıyor. Emre Aşık, kötü oynuyor, Tümer 78. dakikada oyundan alınıyor. Serdar Topraktepe, "müsait" bir pozisyonda geri dönerek olası bir golün önüne geçiyor! Ve Beşiktaş, Rize'ye verilen "ilginç" bir penaltıyla maçı 1 - 0 kaybediyor. Sonuçta Rizespor 42 puanla 1. Lig'de kalıyor. 40 puanlı Bursaspor ise küme düşüyor.

'Canlı para getir, sorumlusu benim'

'Çıkar amaçlı suç örgütü lideri' olduğu iddiasıyla yargılanan Rizeli Sedat Peker'in abisi Vedat Peker, maç için gerekli girişimlere başlıyor. O dönem Rizespor'un futbol şube sorumlusu olan Peker, kendisine "Başkanım" diyerek hitap eden ve kayıtlara 'X Bay' olarak geçen kişiye "canlı para getirmesini ve elinden geleni yapacağını" söylüyor. 

10 Mayıs 2004 (Saat: 13.15)
...
VP: Şimdi prim de yollanacak herkese.
X: Göndeririz ya!
VP: Bursaspor, Beşiktaş'a prim yollayacak.
...
X: Başkanım sana geleceğim, beni reise götüreceksin.
VP: Gel. Ama reis yok, problem var biliyorsun. Telefonla elimizden geleni yaparız. 
X: İnşallah! Onun selamı yeter.
VP: Hayır! Prim yolluyorlar.
X: Baba yolluyorlar da! Sergen'i çağıracaksın, iş bitecek da! Sergen bizim evladımız değil mi? Gerçi ha reis, ha sen fark etmez. Baba yanına geleceğim.
VP: Para al gel, para! Anladın mı? İsteyene prim falan yollamayın, para getirin. Prim var! Söylemiştim sana, anlıyorsun değil mi? Canlı para getir. Sorumlusu benim paranın.
X: Canlı olmaz da, tamam hallederiz.

Çok koşan Sinan'a küfür!

"Gereğinden fazla koşan" Sinan'a öfkelenen Vedat Peker, kimliği açıklanmayan bir kişiyle şunları konuşuyor: 

15 Mayıs 2004 (Saat: 19.33)
VP: 11 numara Sinan var ya!
X: Abi, o özellikle koştu, abi biraz koşması lazımdı.
VP: Yok yok, .... çocuğu gol atmak için oynadı.
X: Yok abi! Sergen konuşmuş şimdi abi. Yemin ediyor öyle bir şey yok.
VP: Sergen mi diyor?
X: Evet.
VP: Ne dedin Sergen'e? .... edecek Vedat abin dedin mi?
X: Evet abi. Hiç koşmasak olmaz!
VP: Tamam onu da kaybetmeyelim! Hepsine teşekkür et, Sergen'le konuş. Hepsiyle konuş, hepsine teşekkür et. 
X: Konuşacağım tabii abi!
VP: Uçakta beraber olacağım zaten hepsiyle ya!

Kafanı takma

Rizespor Futbol Şube Sorumlusu Peker, maç günü 0543 334 34.. numaralı hattı arıyor. Dosyada hattın sahibi belirtilmiyor. Aldığımız bilgilere göre, numara o tarihte Sergen'e aitti.

15 Mayıs 2004 (Saat 12.37)
VP: Sen oynamayacakmışsın, haberin olsun!
X: Tamam abi. Merak etme abi.
VP: Aman gözünün yağını ... seyirci var ya! Var ya kalbim durmaya başladı ya!
X: Yok be, bir şey olmaz ya. Sen kafanı takma.

'Reis olmasa bu takım küme düşmüştü'

Sedat Peker'e yakın isimlerden Yaşar Durmuşoğlu'nun, maç akşamı Hasan isimli kişiyle yaptığı telefon konuşması, Rize'de yaşananların özeti gibi.

15 Mayıs 2004 (Saat:22.29)
YD: Baba böyle bir stres olmaz! Hiç oynamadılar abi, kaleye gidemiyorlar! Hakem bir penaltı verdi de, kurtardı bizi be. Ya reis olmasa, bu takım küme düşmüştü Hasan!
H: Bir de pankart asmış, "Vedat Peker seninle gurur duyuyoruz" diye! Onu yazanı ...! Ulan bunun neresinden gurur duyuyorsunuz!
YD: Vedat Peker diye bağırdılar desem, reis bunu...
...
H: İyi ki sen kapışmadın onunla!
YD: Benimle nasıl kapışacak? Görevli geldim buraya! .... onu vallahi billahi burada!
H: Beni makaraya saracaktı, gelmemem iyi oldu değil mi?
YD: Vallahi iyi oldu! Ama millet var ya, fino gibiydi be abi! Böyle süt dökmüş kedi gibi! "Kesin düştük" diyordu ya, bunu bir gördüler abi! Ama o Beşiktaşlı çocuklar var ya! Helal olsun! Ya o Serdar var ya! Seyrettin mi maçı?
H: Seyrettim seyrettim...
YD: Hasan, bu Rize takımı Fener'i nasıl yenmiş abi ya? 
....
H: Bursa yendi, Akçaabat yendi, İstanbul yendi!
YD: Ya berabere kalsak var ya kesin düşüyor takım! Ulan bu reis var ya, büyük adam ya! Yok abi, reis olmasa vallahi gelmezdim. Takım harbi düşüyordu... Beşiktaş'a prim yollamış Bursa, çocuklar kabul etmemiş... O Serdar, Emre falan var ya! Ah be abi! Öyle bir şey olsa, kesin sahaya atlayacaktım.
H: Ya Tümer var ya Tümer! Tümer'le telefonda konuştum. "Biz ..... bayıltırdık" diyor.
YD: 5 yaparlardı bizi 5, 5!
H: "Fenerbahçe'nin karşında bizim için oynadılar. Bizim için çalışan takımı kümeye göndermemiz ayıp olur" dedi.
YD: O çocuklar, bizim evlatlar var ya! Onlardan Allah razı olsun, babaya da söyledim... Çocuklar bizi koridorda gördüler, hepsinin gözleri parlıyordu ya!

Lucescu ne dedi?

Lucescu, geçen günlerde Vatan gazetesine yaptığı açıklamada şunları söyledi: 
"Özellikle kariyerinin sonuna gelmiş oyuncularım resmen bana ve takıma ihanet ettiler. Başta Zago, Cordoba ve Ronaldo olmak üzere yabancılar iyice kenara çekildiler. Ama yöneticilere söylemiştim. Onlara kariyerinin sonuna gelmiş, para için oynayan futbolcuların, her şeyi deneyebileceğini anlatmıştım. Buna rağmen Beşiktaş yönetimi onların parasını vermedi. Onlara yol açtı. Boşluk bıraktı. Konya maçından sonra Cordoba'yı kenara çekip 'Maç sattın mı?' diye sordular... Geriye dönüp baktığımda, şüphelerimin yerine oturduğunu görüyorum. Şimdi kendime kızıyorum. Çünkü o zaman kötü adam ben olmuştum. Türkiye'deki sisteme karşı mücadele etmek çok zor." 

YARIN Sivasspor, Samsunspor, Diyarbakırspor ile Akçaabat Sebatspor'un maçlarına ilişkin konuşmalar...

http://www.milliyet.com.tr/2006/07/28/yasam/axyas02.html

*************
PEKER, VURAL'IN 'MAÇTA YAŞANANLARDAN' HABERSİZ OLDUĞUNU BÖYLE ANLATTI:
'Hocanın haberi yok ki!'

Rizespor'un Sebatspor'la 2004'te oynadığı maçın ardından Vedat Peker'in bir gazeteciyle yaptığı telefon görüşmesi, karşılaşmada Yılmaz Vural'ın bilgisi dışında 'bir şeyler yaşandığını' ortaya koyuyor

Örtbas edilen ŞİKE BELGELERİ - 2
LUBE AYAR araştırdı

Sedat Peker'e yönelik "Kelebek operasyonu" davasındaki telefon kayıtları, 2004'te oynanan ve Çaykur Rizespor Teknik Direktör Yılmaz Vural'ın istifasıyla sonuçlanan Çaykur Rizespor-Akçaabat Sebatspor maçına da "şike" gölgesi düşürüyor. Maçtan sonra Çaykur Rizesporlu futbolcular ve yöneticiler, Vural'ı hedef gösteren açıklamalar yapsa da dosyadaki kayıtlarda Çaykur Rizespor Futbol Şube Sorumlusu Vedat Peker ve futbolcuların yaptıkları görüşmeler dikkat çekiyor.

Vural'ın şok istifası
Tarih 24 Nisan 2004. Sezonun 31. haftasında düşme hattındaki Akçaabat Sebatspor, Çaykur Rizespor ile oynuyor. Maçın 8. dakikasında Sebatspor, Orhan'ın golüyle 1 - 0 öne geçiyor. Rizespor'un hocası Yılmaz Vural, ilk yarı boyunca kendini yerden yere atıyor. Vural, ikinci yarı için sahaya çıktığında ise, "pes etmiş" bir yüz ifadesiyle maçı yedek kulübesinden izliyor. Yılmaz'ın tepkisi maçın skorunu değiştirmeye yetmiyor ve Rizespor maçı 1 - 0 yenik tamamlıyor. Sebatspor ise puanını 31'e yükselterek, Bursaspor'un 3 puan önündeki yerini koruyor. Bilindiği gibi, Bursaspor sezon sonunda 2. Lig'e düşüyor. Vural, maçtan sonra düzenlediği basın toplantısında, "Öncelikle Sebat'ı kutluyorum. Çok değerli bir 3 puan aldılar. Ancak istifa ediyorum. Çaykur Rize'ye başarılar diliyorum" diyor.

'Şikeyi hoca yaptı!'
Rizespor'un kaptanı Murat Yiğiter, Vural'ı şahsı ve takım arkadaşları adına kınadığını belirterek, "Hiç kimsenin takımı ve futbolcuları töhmet altında bırakmaya hakkı yok. Spor kamuoyu herkesin ne karaktere sahip olduğunu çok iyi biliyor" diyor.
Kulüp Başkanı Ekrem Cengiz, Vural'ı iyi tanıdığını ve tek derdinin kaybettiği tazminatı olduğunu öne sürerek, "Şike yapılmışsa, şikeyi yapan da kendisidir" iddiasını ortaya atıyor. Spordan Sorumlu Devlet Bakanı Mehmet Ali Şahin ise, "Hiçbir takımın yönetici veya teknik adamının kafa karıştırmaya, liglere gölge düşürmeye hakkı yoktur. Elinde bilgi olan getirir. O zaman federasyon harekete geçer ve kurulacak şike tahkim kurulu görevini yapar" diye konuşuyor. Vural ise bu konuda tek kelime etmiyor.

Gerçek, telefon kayıtlarında gizli
Bu maçla ilgili olarak dava dosyasındaki iki telefon kaydı bulunuyor. Bunların ilkinde, Sedat Peker'in manevi oğlu olarak tanınan ve soyadını bile "Peker" olarak değiştiren menajer Olgun Aydın'a, Trabzonlu işadamı Zeki Mazlum, "Rizesporlu Saffet'le bağlantımız var mı? Bir maçla alakalı görüşmemiz lazım" diyor.
Maçın ertesi günü yapılan diğer konuşma ise maçta Vural'ın bilgisi dışında "bir şeylerin döndüğünü" açıkça ortaya koyuyor.
Rizespor'un Futbol Şube Sorumlusu Vedat Peker, kimliği dosyada belirtilmeyen bir gazeteciyle konuşuyor. Vural'ın aksine maçta neler olduğunu bildiği izlenimi veren gazeteci, "Vural konuşursa, Sebat da, Rize de küme düşer" deyince, Peker, "Nasıl konuşursa? Yılmaz Vural'ın haberi yok ki bir şeyden!" karşılığını veriyor.

'Koray'la Kürşat üzerine yürüdü'

Vedat PEKER- X Şahıs
25.04.2004 (12:08)
X: Akşam gelecek misin maça?
P: Yok canım, hem düğün var hem o maça gelinmez, kalabalık ya!
X: Ama güzel maç olur ya.
P: Rize nasıl verdi maçı?
X: Ya ama Yılmaz Vural da nasıl yaptı, istifa etti?
P: Rizeliler mantarladı!
X: Akçaabat da gider, Rize de gider bu şekilde. Eğer konuşursa Yılmaz Vural.
P: Nasıl konuşursa? Yılmaz Vural'ın haberi yok ki bir şeyden!
X: Haberi yok işte. Soyunma odasında Koray ile Kürşat saldırmış üzerine Yılmaz Vural'ın. Dövmeye kalkışmışlar.
P: Bak şimdi!
X: Vallahi! Soyunma odasına girmiş devre arası. "Ulan sattınız maçı" demiş. Ondan sonra Kürşat da, Koray da üstüne yürümüşler, dövmeye falan koşmuşlar. Herif ondan sonra bırakmış yani maçı, bitirmişler öyle 90 dakikayı...
V: Tamam Serhat'a söyle, ben Sedat'la akşam konuştum. 
X: Tamam oldu ben konuşurum onunla.
P: De ki, böyle abiye söyledim, abi yol verdi. Yapılan her şeyi yapsın. O bir şeyler daha biliyor. Bana bir şeyler söylüyordu, onları da yapsın.
X: Tamam oradan bizim gazeteyi arayın, gazetedekiler de yazılar yazsın, bir şeyler tamam mı?
P: Tabii tabii.
X: Tamam oldu abi.
P: Serhat Savaş da haberlerde vardı, onları da yazsın.
X: Tamam tamam oldu abi. 

TFF YÖNETİM KURULU ÜYESİ'NDEN SİVASSPOR BAŞKANI'NA:
'Devreye gireriz canım'

Sedat Peker'in kız kardeşinin eşi olan Sivasspor Başkanı Mecnun Otyakmaz, 38 yıl sonra takımını 1. Lig'e çıkardı. Ama dinlemeye takılan konuşmalar, bu yükselişin nasıl gerçekleştiği konusunda kuşkular da doğuruyor. Konuşmada Sivasspor, 2004'te henüz 2. Lig A Kategorisi'nde mücadele ederken, Otyakmaz'ın henüz sezonun ikinci maçı için eski TFF Yönetim Kurulu Üyesi Hüsnü Hayali'den hakemler için destek istediği görülüyor. 
Mahkeme dosyasındaki kayıt, İtalya'da, mahkeme kararıyla küme düşürülen Juventus'un yöneticilerinin maçlarına istedikleri hakemlerin atanması için yaptıkları girişimleri hatırlatıyor. hakemlerden yakınan ve son maçlarındaki hakemi, "korkak" ve "cahil" olarak niteleyen Otyakmaz, "Ne yapacağız bilmiyorum. Çok cahiller" diyor. Hayali ise "Merak etme, devreye girerim. İzmir Bölge'ye telefon açarım. Bu hafta Erciyes'e aslan gibi yaslarsın" diye söz veriyor.

30.08.2004 Saat: 22.36
Hüsnü Hayali - Mecnun Otyakmaz
Hüsnü Hayali: Dayım nasılsın dayım?
Mecnun Otyakmaz: İyiyim teşekkür ederim, sen?
HH: Nerdesin?
MO: Sivas'tayım.
HH: Sivas ellerinde, sazım çalınır. Ah dayı helal olsun valla. 90 dakika tam koştun da, doksanda vurdun.
MO: Ya hiç sorma ya. On tane gol kaçırdık, bir de gol yedik. Maç tehlikeye girdi yav. Allah yüzüme güldü vallahi yav, çok ihtiyacım vardı.
HH: Benim dualarım tutar dayı.
MO: Salak bir tane hakem geldi ya. Yav bir acemiydi, art niyetli değildi ama penaltı vermeye cesaret edemiyor, kart gösteremiyor. Salağın biri geldi ya, ne yapacağız bu işleri.
HH: Bu hafta kimlesin?
MO: Bu hafta Erciyes'teyim.
HH: Yaslarsın ona aslan gibi.
MO: İnşallah işte ama ne yapacağız bilmiyorum ya.
HH: Bakarız şimdi bakarız, şimdi devreye gireriz artık canım.
MO: Yav bildiğin gibi değil ya, çok cahiller var, çok cahil!
HH: Devreye gireriz şimdi.
MO: Çok cahil, nerden çıktı bunlar ya?
HH: Doğrudur. Bu hafta İzmir bölgesine bir telefon açarım ben.
MO: Ya işte bilmiyorum ben.
HH: Tamam.
MO: Ya müsaitsen vallahi, köydeyiz bir iki gün kafa dinleyelim.
HH: Nasıl geleyim ya. Vallahi gelemem ki. Ama kesin geleceğim bu sene Sivas'a. Haluk'la beraber geleceğim.

BJK'dan açıklama

Gazetenizin bugünkü (dünkü) manşetinde yer alan "Beşiktaş Maçı Sattı mı?" başlıklı haber, camiamızı son derece üzmüştür. 103 yıllık şanlı tarihimiz asalet, doğruluk ve sportmenlik ile dolu iken sadece yazınızda adı geçen birkaç futbolcuyu ilgilendiren bu konu asla camiamıza mal edilemez.
Kaldı ki manşetiniz ile yazınızın içeriği farklı anlam taşıdığından böyle bir başlığın camiamıza yöneltilmesini şiddetle kınadığımızı ifade etmek istiyoruz.
Türk spor tarihinde sezon boyunca önde götürdüğü şampiyonluk yarışlarını birçok kez son maçlarda kaybedip şerefli ikinciliklerle anılan tek takım ve camia Beşiktaş'tır. Kulübümüz bu konularda hiçbir zaman Türk sporunda kaosa yol açacak tutum ve davranışlarda bulunmamış her zaman olduğu gibi sportmence ve asil davranmıştır. 
Faal futbol hayatlarına başka kulüplerde devam eden, yazıda adı geçen futbolcuların Kulübümüz ile hiçbir ilişkisi kalmamış olup, "sporumuzun selameti ve varsa kirliliğin" saklı kalmaması için yapılacak her türlü araştırma, inceleme ve soruşturmanın yanında olacağımızı ve sonuna kadar destekleyeceğimizi kamuoyu önünde alenen deklare ediyor ve bu yazımızın yayımlanması ricasıyla saygılarımızı sunuyoruz. 
BEŞİKTAŞ JK

YARIN
Çete liderleriyle ilişki kuran sadece futbolcular değil...

http://www.milliyet.com.tr/2006/07/29/guncel/gun00.html



Çakıcı'dan Ulusoy'a seçim mektubu

Alaattin Çakıcı, Trabzonspor Kulübü'nün başkanlık seçimlerinden önce Futbol Federasyonu Başkanı Haluk Ulusoy'a şoförüyle şu mesajı gönderdi: 'Trabzonspor kulübü kongresi için yardımcı ol, iyi bir yönetim kurulsun, Trabzonspor bir yerlere gelsin'

Örtbas edilen ŞİKE BELGELERİ - 3
LUBE AYAR araştırdı

Milliyet'in ortaya koyduğu şike konuşmaları, ilişkinin sadece futbolcu ve bazı yöneticilerle sınırlı olmadığını gösteriyor. Dava dosyaları, "suç örgütü liderlerinin" ilişkilerinin Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Başkanı Haluk Ulusoy'a kadar uzandığını gösteriyor. Emniyet raporlarında, "mafya lideri" olarak anılan Alaattin Çakıcı'nın yurtdışına kaçmasından sonra gözaltına alınan şoförü Velit Yavuz Günerkan, Mayıs 2004'te gözaltındayken polise ve DGM savcısına verdiği ifadede şunları söylüyor:

'Ulusoy'un evine gittim'
"Trabzonspor Kulübü'nün başkanlık seçimleri olmadan önce Alaattin Çakıcı bana bir zarf vererek, Futbol Federasyonu Başkanı Haluk Ulusoy'a iletmemi istedi. 
Bunun üzerine Ulusoy'un evine gittim. Direkt kendisiyle görüşerek ve Çakıcı'nın bir notu olduğunu söyleyerek, Çakıcı'nın bana vermiş olduğu zarfı Ulusoy'a verdim." 
Günerkan, savcılıkta ise, "Çakıcı'nın bana Trabzonspor Kulübü Başkanlığı için Ulusoy'a ulaştırmak üzere bir pusula verdiği doğrudur. Bu pusulada Çakıcı, Ulusoy'a hitaben 'Trabzonspor Kulübü kongresi için yardımcı ol, iyi bir yönetim kurulsun, Trabzonspor bir yerlere gelsin' yazıyordu" diyor. 


Çilingiroğlu'nun ifadesi
Çakıcı'nın yurtdışına kaçışıyla ilgili dava dosyalarında, işadamı Ahmet Ağaoğlu'nun Trabzonspor kongresine günler kala başkan adaylığından çekilmesinin ardında da Ulusoy'un olduğu öne sürülüyor. Ağaoğlu'nu Trabzon'dan özel uçakla alarak Antalya'ya götüren ve İstanbul'a dönüşte bacağından vurulan Kaya Çilingiroğlu, polise verdiği ifadede, "Ağaoğlu beni telefonla aradı. Ulusoy'un kendisinden yönetim kurulu listesine iki kişiyi almasını istediğini söyledi. Bunlardan Mehmet Bekaroğlu'nu Çakıcı'nın desteklediğini, Zeki (Mazlum) isimli diğer şahsı da Sedat Peker'in desteklediğini duyduğunu ve bunlardan bunaldığını söyledi" demişti.
Bunun üzerine ifadesine başvurulan Bekaroğlu, diğer aday Mehmet Öksüzoğlu'nun listesinde çalışmalarını sürdürürken, Ulusoy'un Trabzonspor hakkında konuşmak için kendisini federasyona davet ettiğini belirterek şunları söylemişti:

'Ulusoy ortak liste istedi'
"İki başkan adayını da çağırdı. Trabzonspor'un ayrılıklardan ve bölünmelerden çok zarar gördüğünü söyledi. Ortak liste çıkarılmasını istedi. Başkan adayları 24 saat süre isteyip ayrıldılar. Sonradan öğrendiğim kadarıyla birleşme konusunda anlaşmışlar.
Seçimlere 2 - 3 gün kala Ağaoğlu, Trabzon'a geldi. Tarafımızdan listeye 3 kişinin alınacak olması arkadaşlarımız arasında iyi karşılanmadı. 
Daha sonra Ağaoğlu'nun kendi arkadaşlarıyla problemler yaşadığı ve tehdit aldığı için adaylıktan çekildiğini öğrendim. Ağaoğlu'nun listesine girmek gibi bir talebim olmadı. Birleşme konusundaki katkımdan dolayı Ulusoy böyle bir talepte bulunmuş olabilir. 
Ancak Hüsnü Hayali'nin (TFF Yönetim Kurulu üyesi), Mazlum'u listesine alması için Ağaoğlu'ndan talepte bulunduğunu duydum. Mazlum'un Peker'le yakınlığı da bilinmektedir" dedi. 
Ağaoğlu ise poliste ve savcılıkta hiçbir tehdit almadığını tekrarladı.

MİLLİYET'İN YAYINI TÜRKİYE'Yİ SARSTI
İtalya'daki gibi kararlar alınmalı

ANKARA, İSTANBUL Milliyet
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, Milliyet'in yayımladığı şike belgelerinin 'ilgili süreçlerden geçerek dinlenmiş konuşmaların kayıtlarıysa' delil olacağını, bundan hareketle cezalar verilebileceğini söyledi. "Başbakanlık Teftiş Kurulu'nun iddiaları araştırması için Başbakanlık'a müracaat ettim" diyen Şahin, Erdoğan'dan soruşturulması için onay istediği dosyaya şike belgelerini de dahil edeceğini açıkladı. 
Milliyet'in sorularını yanıtlayan Şahin, şunları söyledi:
"Kuşkusuz bu konu öncelikle görev başındaki Futbol Federasyonu'nu ilgilendiriyor. Çünkü futbol kulüplerine şike yaptıkları iddiasıyla soruşturma açacak ve tespiti halinde ceza verecek olan, federasyonun ilgili kurullarıdır. Futbol Federasyonu, Şike Tahkik Komisyonu kurmuş.
Ayrıca gözetim ve denetim yetkimin bir gereği olarak, Başbakanlık Teftiş Kurulu'nun bu iddiaları araştırması için Başbakanlık'a müracaat ettim. Başbakan uygun görürlerse Başbakanlık Teftiş Kurulu'nun da bu iddialar üzerine giderek ciddi bir soruşturma yapmasında yarar görüyorum."

'Teşvik primi şike sayılır'
NTV'nin sorularını da yanıtlayan Şahin, "Teşvik priminin şike olmadığını iddia edenler var. Bu görüşe asla katılmıyorum" dedi. Şahin, şikede yeterli delil bulunamaması halinde bile kanaate göre karar verilmesi gerektiğini belirterek, "Bu işi soruşturan kişilerin vicdanında 'şike vardır' kanaati oluşmuşsa bana göre karar verilmelidir. Ancak ceza kanunumuzda böyle bir madde yok" diye konuştu.

'Telefon kayıtları dehşet verici'
Şahin, "Şikeyle ilgili olarak son 10 günde kendisini en fazla rahatsız eden konunun Milliyet gazetesinde yer alan konuşmalar olduğunu söyledi. Şahin şunları kaydetti:
"Telefon konuşmalarının dökümü, oradaki bazı bilgiler benim için dehşet vericidir. Üzerine hassasiyetle gidilmelidir. Aynı bilgiler, bulgular başka bir ülkede sonuç doğuruyorsa, bizde de doğurmalıdır. 
Eğer o konuşmalar doğruysa, gerçekse... Çünkü orada ifade ediliyor. 'İzmir'de oynanacak maçınızla ilgili merak etmeyin, ben hallederim' diyor. Bu şu demektir: 'Sizi orada koruyacak bir hakem görevlendiririm' demektir. Eğer bu konuşmalar doğruysa, ilgili süreçlerden geçerek dinlenmiş bir konuşmanın kayıtlarıysa, bunlar bana göre delil olur. 
Buradan hareketle birtakım cezaların verilmesi söz konusu olur. Zaten İtalya örneği de böyle."

'Radikal kararlar şart'
İtalya'daki gibi radikal kararların alınması gerektiğini vurgulayan Şahin, "Alınmazsa, korkarım bu tartışmalar hep devam eder. Kamuoyu vicdanı rahatsız olmaya devam eder. Ve Türkiye'de spor ve futbol kan kaybetmeye devam eder. Buna hiçbirimiz seyirci kalmamalıyız. Umutlu olmak durumundayım.
Ben bir siyasetçiyim, iktidarda bulunan bir partinin mensubuyum. Eğer sorunları çözemezsek, bu millet alır bizi köşeye bırakır, başkalarını getirir. Özetle, spor ve futbolda kirlilikle mücadelede görevli olanlar bu işi yapamazlarsa giderler, yerlerine başkaları gelir" şeklinde konuştu. 

'Başbakan da çok rahatsız'
Şahin, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın da bu konudan rahatsız olduğunu belirterek şöyle devam etti:
"Başbakan'ımız aradı, iddialardan rahatsız olduğunu söyledi ve 'Bunlar kamu vicdanını son derece rahatsız eden şeyler. Görüşelim, üzerine gidilmesi gerekir' dedi. Önümüzdeki Bakanlar Kurulu öncesinde ya da sonrasında bu görüşme gerçekleşecek sanırım." 

Federasyon harekete geçiyor

SPOR SERVİSİ
Futbol Federasyonu, Milliyet'in "Şike Belgeleri" yazı dizisi üzerine harekete geçti. Federasyon, hafta sonu tatili olmasına karşın Ankara'da Hukuk Kurulu'nu toplayarak yazı dizisine konu olan telefon görüşmeleriyle ilgili geçmişteki soruşturma dosyalarını tekrar açtı.
Futbol Federasyonu Başkan Vekili Kemal Kapulluoğlu, "Bir komisyon oluşturduk. İddiaları tek tek inceliyoruz. Hangisi hakkında işlem yapıldı, hangisi incelendi? Zaman aşımına uğramayan konular var mı? Varsa eğer bugün nasıl bir yol izleyeceğiz? 
Tüm bu konular çok kısa bir süre sonra şekillenecek. Federasyon olarak şikeyle ilgili gündeme gelen her konuya hassas davranıyoruz. Gerekirse Milliyet'in yazı dizisine konu olan telefon görüşmelerinin polis kayıtlarındaki orjinal metinlerine başvurabiliriz" şeklinde konuştu.
Kapulluoğlu, mevzuatta yaşanan birtakım sıkıntıları aşmak için talimat değişikliği yapılmasının da söz konusu olduğunu belirterek, en önemli sıkıntılardan biri olan "zaman aşımı" konusunda ciddi çalışmalarının olduğunu belirtti.

Zaman aşımı uzuyor
Kapulluoğlu, "FIFA ve UEFA talimatlarını inceliyoruz. Bizde zaman aşımıyla ilgili olarak cezanın türüne göre 3 aydan 3 yıla kadar uzayan bir zaman aşımı süreci var. 
Yeni sezonda uygulamaya girecek talimatımızda bu süreleri uzatmayı planlıyoruz. FIFA'da zaman aşımı süresi yok. Çünkü organizasyonlar belirli zaman aralığında yapılıyor. 
UEFA'da durum farklı. Elbette ucu açık bırakılacak bir süreç söz konusu olamaz. Ama üst sınır olan 3 yılın uzatılması gerektiğini düşünüyoruz" dedi. 

Vural: Şikeye izin vermem

Antalyaspor Teknik Direktörü Yılmaz Vural, Milliyet'in gündeme taşıdığı "Örtbas edilen Şike Belgeleri" yazı dizisiyle ilgili olarak "Görev yaptığım hiçbir kurumda şike ya da benzeri bir olaya izin vermedim ve vermeyeceğim" dedi.
2003 - 2004 sezonunun 31. haftasında oynanan Ç.Rizespor- A.Sebatspor maçı sonrası konuk takımın 1-0'lık galibiyetini, "Sebatspor'u tebrik ediyorum. Çok değerli bir üç puan aldılar" sözleriyle değerlendiren ve istifa eden Yılmaz, maç sonrası adının da geçtiği telefon görüşmeleriyle ilgili olarak, "Şu an Antalyaspor teknik direktörüyüm. Bu konularda artık yorum yapmam doğru olmaz. Geçen yıl TBMM Araştırma Komisyonu'na davet edildim. Sadece bu konuda değil, genel olarak görüşlerimi beyan ettim. Bildiklerimi anlattım. Artık konuşmak istemiyorum" ifadelerini kullandı.

YARIN
Suç örgütü liderleri spor camiasında kimlerle ilişkide?

http://www.milliyet.com.tr/2006/07/30/guncel/gun00.html

**************
Altın tespih KARDEŞLİĞİ

SEDAT PEKER, 'Bizimle beraber klişeleşmiş bir tespih' olarak tanımladığı altın tespihleri spor camiasında sevdiği isimlere gönderiyor. Telefon kayıtları da birçok ünlünün Peker'in 'altın tespih'i için talepte bulunduğunu ortaya koyuyor

Örtbas edilen ŞİKE BELGELERİ - 4
LUBE AYAR araştırdı

"Çete lideri" olduğu iddiasıyla 2 yıldır tutuklu yargılanan Sedat Peker'e yönelik "Kelebek Operasyonu" davasındaki belgeler, "şike" kadar "şikeye neden olan" ilişkileri de gözler önüne seriyor.
Dosyadaki telefon kayıtlarına göre Peker, Futbol Federasyonu Başkanı Haluk Ulusoy, eski Trabzonspor Başkanı Mehmet Ali Yılmaz, eski Fenerbahçe Başkanı Metin Aşık ve müzmin başkan adayı Sadettin Saran'ın aralarında bulunduğu çok sayıda isme uzanan geniş bir ilişki ağına sahip. 
Emniyetin Peker'in medya, borsa, bürokrasi, sanat, spor ve bilişim alanında ilişki kurduğu isimleri listelediği şemada ise Sergen Yalçın, Ali Eren, Hakan Şükür, Ümit Özat'ın isimleri bulunuyor. Bu da sürpriz bir durum değil. Çünkü Peker'in Hakan Şükür'le bir teknede çekilen fotoğrafları ve geçen yıl cezaevinde iken Ümit Özat'ın oğlunun sünnet düğününe gönderdiği devasa çelenk de basında yer aldı.
Fenerbahçe tribünlerinde "Genç Fenerliler" adını taşıyan büyük bir grubun 'Sefa Reis' olarak hitap ettiği Nihat Özpolat da, Peker'in her duruşmasına kalabalık bir grupla geliyor. Telefon kayıtlarından Peker'in, bu isimlerin birçoğuna kendisinin "simgesi" olarak gördüğü ve tanesini 300 YTL'ye yaptırdığı, 22 gram ağırlığındaki ay - yıldız baskılı "altın tespihler"den hediye ettiği anlaşılıyor. Konuşmalar "altın tespihler"in sadece gruba çok yakın olan ve grubu "temsil" edebilecek kişilere verildiğini gösteriyor. 
Peker'in kurduğu www.ozturkler.com adlı internet sitesinin açılışı için 2002'de Hilton Otel'de düzenlenen gece de, hafızalardaki yerini koruyor. 
Gecede eski Kara Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Muhittin Fisunoğlu ile emekli Tuğgeneral Veli Küçük'ün yanı sıra, o dönemde Futbol Federasyonu Başkanı olan Ulusoy ve Trabzonspor Başkanı olan Mehmet Ali Yılmaz da Peker'i yalnız bırakmayan isimler arasındaydı. 

Saran da 'altın tespihli'
Tahir Kıran, halen TFF Yönetim Kurulu Üyesi ve aynı zamanda Peker'le birlikte "çete üyesi" olmaktan yargılanıyor. Savcının 11 yıl hapis cezasına mahkûm edilmesini istediği Kıran'ın, Sadettin Saran'la yaptığı çok sayıda telefon konuşması da dosyada yer alıyor. Fenerbahçe'de muhalefetin güçlü isimlerinden olan Kıran'la, 2 Mart 2004'te yaklaşan kongre hakkında görüşen Saran, sohbet sırasında, "Şu tespihlerimizi de gönder, bak tespihim olmadığı için celalleniyorum" diyor. Kıran, "Senin ofise gönderdim. Ozan'ınki de vardı içinde" cevabını veriyor. Saran ise, "Allah razı olsun. Ama ona gönderme, dünya para kazanıyor, düşeriz biz onu" diye konuşuyor.

Arkadaşlarına da istiyor!
Sergen Yalçın, 8 Eylül 2004'te Beşiktaş'ta forma giydiği dönemde Sedat Peker'le yaptığı telefon konuşmasında, "Abi tespih lazımdı bize biraz. Benim arkadaşlarım var, rica ettiler. Ben de, 'Abiye bir sorayım' dedim" dediğini aktarıyor. 
Peker ise, "Kim ulan bunlar? Ben tanıyor muyum? İyi insanlar mı? Çünkü o tespih bizimle beraber klişeleşmiş bir tespih" diyor. Sergen, "İyi insan olmasalar ben sana söyler miyim abi?" deyince de Peker, "İlk üretimden sana hemen 4 tane yollatacağım kardeşim" cevabını veriyor.

Peker'in temsilcisi!
Peker'in en yakınındaki isimlerden olan Volkan Gezmiş, "Serhat" isimli bir kişiyle telefon görüşmesinde, "En yakın zamanda sana da tespih göndereceğiz, Bulgaristan temsilcimiz olarak" ifadesini kullanıyor. "Serhat" ise, "Bana söz vermiştin. Çünkü, biliyorsun sağda solda bazı şeyler oluyor. Biz de belli edelim kime yakın olduğumuzu. Gerçi şifahen söylüyoruz ama ne kadar olsa da..." diyor.

Ulusoy'dan garip açıklama: Dedikodu

BİLAL MEŞE Frankfurt
Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Haluk Ulusoy, Milliyet'in yayımladığı futboldaki şike belgeleri için dün Almanya'da ilginç bir açıklama yaptı. Frankfurt'ta oynanan Galatasaray- Beşiktaş Süper Kupa maçı öncesinde konuyla ilgili soruları yanıtlayan Ulusoy, "Konuşmaların hepsi dedikodudan öteye gitmiyor. Bu konuda bir belge varsa getirsinler, biz de gereğini yapalım. Ortada elle tutulur bir belge yok. O bunu demiş, o onu demiş" dedi. 
TBMM'de daha önce bir araştırma komisyonu kurulduğunu anımsatan Ulusoy, "Birçok kişi orada görüşlerini söyledi. Sonuç ortada. Biz federasyon olarak tüm adımlarımızı dün de atmıştık, bugün de atmaya devam ediyoruz. İtalya'da alınan kararlar sürekli gündeme getiriliyor. İtalya'da kurulmuş bir spor mahkemesi var. Kararı veriyor, federasyon da uyguluyor. Gelsinler, devlet büyüklerimiz bu spor mahkemesini kursunlar. Mahkeme kararı versin, biz de uygulayalım" diye konuştu. 


Gürsoy'dan Çakıcı'ya forma

Emniyet Genel Müdürlüğü'nce hazırlanan raporlarda da, Nesim Malki cinayetinin azmettiricisi olduğu iddiasıyla 34 ay hapis yatan Erol Evcil'in, Çakıcı'nın "güvenilir" dostlarının kimler olduğu konusunda sorulan bir soruya; "eski ANAP milletvekili Mehmet Kocabaş ile spor camiasının yakından tanıdığı Ergun Gürsoy" şeklinde cevap verdiği de belirtiliyor. 
Çakıcı'nın kardeşi Gençağa Çakıcı da, 28 Nisan 2004'te Sinan Engin'le yaptığı konuşmada, "Ergun Abi, ne yapmış biliyor musun? İki tane forma yaptırmış, benim ismimi birine de abimin ismini... Getiriyor Levent Tenis Kulübü'ne açıyor, herkese gösteriyor. Aldım formaları, nasıl gülüyorum biliyor musun?" diyor. Engin'in cevabı şöyle oluyor:
"Bu sene Galatasaray'a çalışacağız artık." 


Çakıcı'yı kimler ziyaret etti?

Dava dosyalarındaki belgeler, 2004'te bazı Beşiktaşlı futbolcuların spor ahlakına aykırı işlere kalkıştığı günlerde, Başkan Serdar Bilgili'nin Çakıcı'nın Yargıtay'daki dosyası için kulis yaptığını, Sinan Engin'in ise yurtdışına kaçması için "sahte pasaport" almasına yardım ettiğini ortaya koyuyor. Engin, bu suçtan dolayı halen yargılanıyor, iddiaları reddeden Bilgili'nin ise yargılanmasına gerek görülmedi. Çakıcı'nın şoförü Velit Yavuz Günerkan, polise verdiği ifadede, Çakıcı'yı kimlerin sık sık ziyaret ettiği şeklindeki soruyu şöyle yanıtlıyor:
"Çakıcı, gazeteci 'Kör Refik' lakaplı Refik Bulutçu'nun Baltalimanı'ndaki evinde kalıyordu. Kadir İnanır, Yavuz Ataç, Ebru Gündeş, Sergen Yalçın, Galatasaraylı Ümit, Ergun Gürsoy, Beşiktaşlı Sinan Engin, Mete Has gibi ünlülerinde de bulunduğu birçok kişi ziyaretine gelip giderdi." 

Ellerinizden öpüyorum babacığım

Bir tekneyle Boğaz'a açılan Sedat Peker, beraber tatil yapan menajer Stelyo Pipis, modacı Nur Yerlitaş, şarkıcı Seda Sayan ve Hakan Şükür'ün kardeşi ve Sayan'ın o dönemki sevgilisi Gökhan Şükür'le sırasıyla konuşuyor. O sırada okey oynayan grupta telefon en son Şükür'e verilince aşağıdaki konuşma gerçekleşiyor: 

29 AĞUSTOS 2004 (Saat: 14.13)
Gökhan Şükür: Babacığım!
Sedat Peker: Ne haber, ne yapıyorsun oğlum?
GŞ: Babacığım, "Herhalde beni istemeyeceksiniz" dedim. Böyle bekliyorum kedi gibi.
SP: İstemez miyim oğlum ya!
GŞ: Nasılsınız babacığım, iyi misiniz?
SP: Sen her ne kadar o gün teknede bana kelek yapsan da, biz kelek yapmayız oğlum!
GŞ: Yok babacığım! Sizi çok seviyorum vallahi babacığım. Sizi çok seviyorum öyle bir şey olabilir mi? Ya işte ya...
SP: Olmaması lazım.
GŞ: Hiç öyle bir şey olabilir mi reisim?
SP: Olmaması lazım bu hususta.
GŞ: Burda mısınız babacığım?
SP: Yok İstanbul'dayım ben. Adalar'dayım. Döndüğün zaman beni ara. Hem abinle görüşecektim, onu da bir şey yapalım, tamam mı oğlum?
GŞ: Tamam babacığım.
SP: Allah seni korusun.
GŞ: Allah razı olsun babacığım, ellerinizden öpüyorum.

Metin Başkan için devredeler!
Fenerbahçe'nin eski başkanı Metin Aşık'ın, Peker'in "Bağdat Caddesi" sorumlusu olarak bilinen Boğaç Kaan Murathan'la bir arsanın satışıyla ilgili olarak yaptığı birkaç telefon konuşması da bulunuyor. Murathan, "Abi 450'ye sattık, senet yapalım en kısa zamanda" deyince, Metin Aşık, "Evrak yapıp da, işi resmiyete dökmek istemiyorum!" diyor. 

http://www.milliyet.com.tr/2006/07/31/guncel/gun00.html



Federasyon seçimi 'reis'ten sorulur

"Kelebek operasyonu"na ilişkin telefon kayıtları, Sedat Peker ve kendisine yakın isimlerin federasyon seçimlerinde nasıl kulis yaptığını da gözler önüne seriyor

Örtbas edilen ŞİKE BELGELERİ - 5
LUBE AYAR araştırdı

Yıl 2004... Dönemin Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Başkanı Haluk Ulusoy, 10 Temmuz'da yapılacak Olağan Genel Kurul'a tek aday olarak girmeye hazırlanıyor. Ancak, Gençlerbirliği'nin Bölge İdare Mahkemesi'ne yaptığı başvuruyla kongre erteleniyor. 15 günlük süreçte yapılan açıklamalar ve siyasi baskılar sonucunda Ulusoy aday olmayacağını açıklıyor.
Kongrede Mehmet Ali Yılmaz ile Levent Bıçakcı çekişiyor. Geri çekilmek zorunda kalan ve röportajlarında "en kısa sürede geri döneceğini" açıklayan Ulusoy ise perde arkasından Yılmaz'ı destekliyor. Ulusoy'a en yakın isimlerden Hüsnü Hayali de Yılmaz'ın listesinde yer alıyor. Fakat, Hasan Doğan'ın ve 1. Lig kulüplerinin büyük çoğunluğunun desteğini alan Bıçakcı, 23 Temmuz'daki seçimden ezici bir farkla galip ayrılıyor. Peker, bu süreçte dinlemeye takılan konuşmalarda, Yılmaz'ın kaybedeceği bir işe girişmesine kızsa da "gerekli telefon trafiği" için harekete geçiyor. 
Peker, 5 Mart 2004'te henüz Ulusoy'un başkanlığının önünde bir engel yokken, kız kardeşinin eşi olan Sivasspor Başkanı Mecnun Otyakmaz'la yaptığı telefon konuşmasında, "Davut benimle görüşmek istemiş. Bu seçimlerle ilgili mi, hayırdır?" deyince, "Yarın öğleden sonra birlikte olacağız. Oradan size geliriz, görüşürüz" karşılığını veriyor. Peker ise, "Bu seçim konularından dolayı... Benim organize ettiğimi biliyor mu, seçim konularını o şeyleri filan?" diyor.

Otyakmaz: Hakemler hakkında serzenişti

ERAYDIN AYTEKİN Sivas DHA
Sedat Peker'in kız kardeşinin eşi olan Sivasspor Başkanı Mecnun Otyakmaz, 2004'te eski Futbol Federasyonu Yönetim Kurulu üyesi Hüsnü Hayali'den hakemler için destek istediği telefon kayıtlarının şike dosyasıyla yayımlanması üzerine açıklama yaptı. 
Otyakmaz, yazılı açıklamasında, şike dosyasında adının geçmesinden rahatsızlık duyduğunu söyledi. Otyakmaz şunları kaydetti: 
"Önceki yıllarda olduğu gibi işi gevşek tutsaydık, hakkımızı aramasaydık belki 2004 - 2005 sezonunda da şampiyon olamayacaktık. Futbol camiası içindeki bir dostuma hakemler hakkında serzenişte bulunmamın şike olarak yorumlanması hangi mantığa sığar, anlamakta güçlük çekiyorum. O haftalarda MHK Başkanı Sabri Çelik de dahil birçok yetkiliye şikâyetlerimizi ilettik. O gün de, bugün de en büyük prensibimiz kimsenin hakkını yememek, hakkımızı da kimseye yedirmeme çabasıdır. 10 milyon taraftarı olan Sivasspor camiası olarak Temiz Futbol Kampanyası'na sonuna kadar destek vereceğimize bir kez daha söz veriyoruz."

'Kıblemiz belli biliyorsun'

04.06.2004 (Saat: 16.48)
X Bay - Mecnun Otyakmaz
X: Yılmaz adaylığını açıkladı bugün.
Mecnun Otyakmaz: Öyle değil mi? Nasıl olacak bu işler?
X: Çok güçlü bir aday çıktı vallahi.
MO: Çok güçlü ama bilmiyorum nasıl olacak?
X: Kulüpte bildiğiniz bir sıkıntılar Haluk için biliyorsun.
MO: Evet, hayırlı olsun ya! Kıblemiz belli biliyorsun.
X: Senin kıblen, abiniz var. 
MO: He abi var işte, abi ne derse o olur.
X: Yılmaz da abinizdir yani!
MO: Madem böyle bir ortam oluştu, onun kararı başka bir merciye kalır, bakacağız ona.
X: Tabii canım o ayrı mesele, muhakkak öyledir de. Doğru değildi ama iki Trabzonlunun aday çıkması. 
MO: Ee işte öyle vurdururlar adamı!
X: Evet.

'Reis telefon trafiğine başladı'

20.07.2004 (Saat: 20.28)
Peker'e yakın isimlerden Atilla Yıldırım, - Eski TFF Yönetim Kurulu üyesi Hüsnü Hayali ile konuşuyor.

Hüsnü Hayali: Atilla Abi, ben Mehmet Ali Bey'in yanındayım.
Atilla Yıldırım: Haluk da geldi mi?
HH: Yok, ben geldim.
AY: Reisle görüştüm ben, telefon trafiğine başladı da! Şansımız var mı? Evet, hayır de ben anlarım.
HH: Fena değil.
AY: İyi şimdi Bursa'yla konuşuyorum, daha tam belli değil diyormuş.
HH: Yav .. et onları bir şey olmaz, zaten iki tane oyları var, bir halt yiyemiyorlar.
AY: Tamam Hüsnücüğüm, beni bir ara da. Reis, "Hüsnü ile görüşsünler" demiş. Hüsnü Abi ne diyor, diye. Bilmiyorum o bana bilgiler verecek. "O da çalışıyor, rezil olmayalım" dedi.
HH: Tamam abi

'Kaleci Rüştü adam değil tamam mı?'

Fenerbahçe, 14 Aralık 1999'da 2. Lig takımlarından Pendikspor'a 2-1 yenilerek, Türkiye Kupası'ndan eleniyor. Maç sonrası bir grup taraftar Dereağzı tesislerine giderek tepki gösteriyor. Rüştü Reçber, tesislerden ayrıldığı sırada birkaç kişinin saldırısına uğruyor. Telefon kayıtları ise Rüştü'nün o sırada tesislerde bulunan Otyakmaz'ın adamları tarafından darp edildiğini gösteriyor. Otyakmaz, bu konuda "Ferudun" isimli gazeteciyle şöyle konuşuyor.

05 Ağustos 2004 (Saat:12.10)
Ferudun: Başkan beni sevmiyor. Ama bu konuda doğrunun ortaya çıkmasını istiyorum. Abi bir hadise yaşadım, Fenerbahçe'yle hiç ilgisi olmayan. Allah'ın sevdiği kuluymuşuz bağırsaklarımıza gelmedi. Bunu bile Aziz Yıldırım'a bağladılar abi. O yüzden şu Rüştü olayı için bana bir açıklama yapar mısın?
Otyakmaz: Ya şimdi Rüştü bir defa adam değil tamam mı? Kesinlikle kimse oraya, kimse ona bir şey yapmak amacıyla gitmedi. Dışarıda bir ton insan vardı, onları oradan dışarı çıkarmak için gittik. Alpay'ın odasındaydık, şey geliyor kaptan seninle görüşmek istiyor, diyor tamam mı? Çıkıyoruz, bakıyorum telefonla görüşüyor, "Tamam başkanım" diyor. Sanıyorsun ki, Yıldırım'la görüşüyor. Ali Şen'le konuşuyormuş ama. Görüşmesi bitsin de konuşalım, nasıl yapacağız bu işi diye bekliyor insanlar.
Sonra bir haber geliyor kaptan gidiyor diye. İbolar da var ama diğerleri iyi Fenerbahçeli.
Tabii herkes ... oluyor, hem görüşmek istiyor hem de s.. takmadan yürüyor gidiyor, gibi. Millet indi aşağı tam arabanın başında "Ee kaptan nereye?" dedik. "Size ne? Size mi hesap vereceğim" dedi. Baktım saçmalıyor. "S... git, bin arabana git, şimdi s.. seni" dedim. Böyle yani, İbo da kızdı mızdı ama orada geldi çocuk yalandan bir şey yaptı. Dövülmesi derken.. adam iki saat dayak mı yedi? 
F: Bunları yazalım abi işte.
MO: Bunlarla gündeme gelmek istemiyorum. Benim de artık bir sorumluluğum var.

Başkanların hiç umudu yok!

Şike iddialarını değerlendiren Tanrıverdi, "Şikâyet etseniz ne olacak. Geçen sezon Rize - Denizli maçının TV'den naklen yayımlanmasını istedim. Gece 23.00'te, nasıl bir güçse eğer, yayını engelledi. İşte size şikâyet. İyi de ne değişti?" dedi

SPOR SERVİSİ
Star TV'de önceki gece yayımlanan Telegol programında şike olayları masaya yatırılırken, futbolun bütün birimleri şikâyetlerini dile getirdi.
Malatyaspor Başkanı Hikmet Tanrıverdi, Denizlispor Başkanı Ali İpek ve eski Samsunspor Başkanı Adnan Ölmez'in katıldığı programda yaşanan birçok olay masaya yatırıldı. Ancak Tanrıverdi en çarpıcı açıklamaları yapan isim oldu. Tanrıverdi, "Şikâyet etseniz ne olacak. Ben geçen sezon Rize -Denizli maçının TV'den naklen yayımlanmasını istedim, bazı dedikodular olduğunu söyledim. Tamam dediler. Ancak gece 23.00'te, nasıl bir güçse eğer, bu yayını engelledi. Sonuçta Denizlispor galip geldi. İşte size şikâyet. İyi de ne değişti?" dedi.
Ali İpek soruşturmaya açık olduklarını belirtirken, Adnan Ölmez de yaşadığı olayı anlattı. Ancak gecenin ilerleyen saatlerinde Futbol Federasyonu Başkanı Haluk Ulusoy'un katılımıyla, Milliyet'in günlerdir sürdürdüğü şike belgeleri masaya yatırıldı. 

Ulusoy: Böyle bir şey duymadım
Ulusoy, Türkiye'de hiçbir futbolcunun maç sattığına inanmadığını belirterek, "Ben bugüne kadar böyle bir şey duymadım" dedi. Başkan, "Milliyet gazetesinde cumadan beri sürdürülen bir dizisi var. Rizespor kulübüyle ilgili telefon konuşmalarının kayıtları yayımlanıyor. Bunlarda mı bir belge veya kanıt değil?" sorusuna ise şu yanıtı verdi: 
"Geçmişte de bu haberler yayımlandı. Meclis'te kurulan soruşturma komisyonuna tüm bu konuşmalar geldi. Türk futbolunda ismi geçen herkes çağrıldı. Suçlu bulunamadı. O günlerde bu belgeler bize verilseydi, gereğini yapardık, ancak verilmedi. Şimdi de lig bitti, iki ay sonra Tanrıverdi ile Ölmez konuşuyorlar. Gönül isterdi ki, ligler biter bitmez bu konuşmaları yapsalardı."
Tanrıverdi ise bu noktada devreye girdi ve Ulusoy'a "Belgeler ortaya yeni çıktı. O nedenle ben de konuşmaya başladım. Daha önce de bu lig temiz değil diye konuştum, 45 gün ceza aldım. Ama incelemelerin peşinde olacağız. Tüm raporları göreceğiz" yorumunu yaptı.
Ulusoy da belgesiz, tespit edilmemiş konuşmalar sonucunda bir kulüp hakkında karar veremeyeceğini tekrarladı, "Elinizde bir belge varsa, getirin, eğer işlem yapmazsam, görevi bırakırım" diye konuştu.
Telegol'e katılan başkanlar, bundan önce yaşananların, Milliyet gazetesinde de belgeli yayımlanmasına rağmen, hiçbir şeyin değişmediğini ve değişmeyeceğini söyledi. Başkanlar, çözüm üretmenin gerekliliğini de vurguladı.

İtalya'yı geçeriz

BÜLENT SARIOĞLU Ankara
Milliyet'in açtığı şike dosyasında yer alan olayları araştıran TBMM komisyonu üyeleri, bir yıl önce yaptıkları önerilerin dikkate alınmamasından yakındı. 
Şikenin ceza yasalarında tarif edilmesini, geleceğe dönük bir temizlik için gerekirse "pişmanlık" düzenlemesi bile çıkarılmasını isteyen üyelerden AKP Uşak Milletvekili Ahmet Çağlayan, "Herkes açık yüreklilikle konuşursa bizde İtalya'yı geçen bir durum olur" dedi.
Çalışmalarını geçen yıl tamamlayan TBMM Türk Sporu'nda Şiddet, Şike, Rüşvet ve Haksız Rekabeti Araştırma Komisyonu üyesi savcı - hâkim kökenli Çağlayan ve diğer üyelerin görüşleri şöyle: 

Olayı görenler kaçıyor
AKP Uşak Milletvekili Ahmet Çağlayan: Türkiye'de sadece milletvekillerinin değil, herkesin dokunulmazlığı var. Sporda da dokunulmazlar var. Türkiye'de şike olayları oluyor, ama delilini ortaya çıkarmak zor. Kimse bu konuda beyanda bulunmuyor, çünkü okkanın altına kendisi de gidecek. Komisyona dedikodudan başka bir şey gelmedi. Geçen gün yolda bir kavga izledik, polisi çağırdık, neticeyi takip ettik. Ama o olayı görünce kaçışanlar vardı. Bu olay da böyle. Eğer görenler, bilenler gelir, açık yüreklilikle anlatır ve belgelere ulaşılırsa, bizde İtalya'yı da geçen bir durum olabilir. 

Suçu tarif edelim
AKP Yozgat Milletvekili Bekir Bozdağ: İtalya'daki yasal mevzuat incelenmeli. Bu konuda yasal bir dayanak mutlaka olmalı. Hakemlerin hepsi aynı şeyi söylüyor; geçmişin üstüne sünger çekerseniz herkes konuşur ve bundan sonrasının önü açık olur. Hakemler komisyonda konuşmadı. Öyle olunca komisyon somut olaylarda karar veremedi. Bugünlerde konuşanlar o zaman bu bilgileri vermedi. Esas yapılması gereken ceza kanununda bu suçu tarif etmek.

Yeni komisyon kurulmalı
Komisyonun Başkan Vekili, CHP İzmir Milletvekili Ahmet Ersin: Herkes, 'Ben onunkini söylersem o da benimkini söyler' anlayışında. Herkes birbirinin kirliliğini örttü. Şikeyle mücadele için bugün koşullar daha uygun. Mafyanın futbol üzerindeki etkinliği çok fazlaydı. Dolayısıyla korku vardı. Şimdi yeni bir komisyon kurulmalı ve göreve başlamadan önce isteyen herkesin can güvenliğinin sağlanacağına ilişkin güvence vermeli. Olan oldu, geleceği kurtaralım. Geçmişte yapılanlar için de kimsenin cezalandırılmayacağı yönünde güvence verilmeli.

Sporda genel af çıksın
CHP Bursa Milletvekili Mehmet Küçükaşık: Temiz Eller operasyonu gibi bir operasyon olmalı. Spor için bir genel af çıkarılmalı. Teşvik primi, hatır şikesini de kapsayacak şekilde suç tanımı yapılmalı. Gizli bahiste uluslararası mafya var. O konuda herhangi bir düzenleme yapmadılar. Kimlerin teşvik primi verdiğini kulüp başkanları bile anlatıyor. Herkes bildiğini anlatsın. Ondan sonra şikeye, hatır şikesine, teşvik primine adı karışan kim varsa tasfiye edilir ve yeni bir spor adamı kuşağı gelir.

Ünlü: Yüksek Spor Konseyi kurulmalı

Eski Spordan Sorumlu Devlet Bakanı ve CHP milletvekili Fikret Ünlü, Türk sporunun şike ve teşvik iddialarından ancak Yüksek Spor Konseyi'nin kurulmasıyla kurtulabileceğini söyledi.
Milliyet'in yazı dizisini ilgiyle takip ettiğini vurgulayan Ünlü, "Türkiye'de otorite boşluğu var. Bu tür olayların üstesinden gelecek tek kurum kanaate dayalı karar verebilecek, yaptırım gücüne sahip bir Yüksek Spor Konseyi'dir. Günümüzde kimse olaylar karşısında irade gösterip problemleri çözmeye yönelmiyor. Ortada ihbarlar iddialara uçuşuyor. Herkes konuşuyor, sert eleştiriler yapılıyor. Ancak kimden sonuç beklendiği belli değil. Konular ya komisyona ya da teftiş kuruluna sevk ediliyor. Kendi üzerlerinden atılıyor" dedi.

Ceza kanununda değişiklik olmalı
Uzun soluklu bir mücadele başlatılması gerektiğinin de altını çizen Ünlü, "Yüksek Spor Konseyi, seçimle işbaşına gelecek kişilerden oluşmalı ve kanaate dayalı karar verme yetkisine sahip olmalı. Türkiye'de spor mahkemelerinin kurulması için altyapı oluşturulmalı. Ceza kanununda şike ve teşvikin suç sayılması için değişikliğe gidilmeli" diye konuştu.

http://www.milliyet.com.tr/2006/08/01/guncel/gun00.html



FEDERASYON BAŞKANI ULUSOY'UN İSTEDİĞİ ŞİKE BELGELERİ DAVA DOSYASINDA
Belgeler adliyede top federasyonda

Ulusoy, Milliyet'in şike dosyasındaki belgelerin kendilerine getirilmesi halinde gereğini yapacağını açıklamıştı. Belgeler, İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen 2004/402 numaralı dosyada...

Örtbas edilen ŞİKE BELGELERİ - 6
LUBE AYAR araştırdı

Milliyet'in "Örtbas Edilen Şike Belgeleri" başlıklı yazı dizisiyle birlikte Türkiye'de şike olgusunu kanıtlayan bir dizi belge gün ışığına çıkmış oldu. 
Şimdi bütün gözler, Başbakanlık Teftiş Kurulu ve Futbol Federasyonu'nun atacağı adımlara çevrilmiş bulunuyor. Hükümet kanadının bu belgelere tepkisi Başbakan Yardımcısı ve Spordan Sorumlu Devlet Bakanı Mehmet Ali Şahin tarafından açıklandı. 
Şahin, belgeler karşısında "dehşete düştüğünü" açıklayarak, "ilgili süreçlerden geçmiş kayıtlarsa delil sayılacağını" belirterek, 'İtalya'da hangi sonuçları doğurduysa burada da o olmalı" demişti. Şahin, bu sözleriyle İtalya'da Juventus'un 2. lige düşürülmesine atıf yapmıştı. Şahin, ayrıca söz konusu kayıtların Başbakanlık Teftiş Kurulu'nun şike iddialarıyla ilgili olarak başlatacağı soruşturmaya da eklenmesi gerektiğini söylemişti. 

Gözler federasyonda
Futbol Federasyonu Başkanı Ulusoy ise söz konusu belgeler konusunda farklı bir söyleme başvurdu. Ulusoy, Frankfurt'ta oynanan Süper Kupa maçı öncesinde yaptığı açıklamada şöyle dedi:
"Konuşmaların hepsi dedikodudan öteye gitmiyor. Bu konuda bir belge varsa getirsinler, biz de gereğini yapalım. Ortada elle tutulur bir belge yok. O bunu demiş, o onu demiş. TBMM'de bunlarla ilgili daha önce bir komisyon kuruldu. Birçok kişi orada görüşlerini söyledi. Sonuç ortada. Federasyon olarak tüm adımlarımızı dün de atmıştık, bugün de atmaya devam ediyoruz. İtalya'da alınan kararlar sürekli gündeme getiriliyor. İtalya'da kurulmuş bir spor mahkemesi var. Kararı veriyor, federasyon da uyguluyor. Gelsinler, devlet büyüklerimiz bu spor mahkemesini kursunlar. Mahkeme kararı versin, biz de uygulayalım." 
Ulusoy, daha sonra Star TV'de yayımlanan Telegol programında da, "Geçmişte de bu haberler yayımlandı. Meclis'te kurulan soruşturma komisyonuna tüm bu konuşmalar geldi. Türk futbolunda ismi geçen herkes çağrıldı. Suçlu bulunamadı. O günlerde bu belgeler bize verilseydi, gereğini yapardık, ancak verilmedi" diye konuştu. 
Sedat Peker'e yönelik "Kelebek operasyonu" 2004'te yapıldı. Dava açılmadan basına yansıyan bilgiler arasında Peker grubunun, Süper Lig maçlarına müdahale ettiği yönündeki iddialar da vardı. Ancak 2004'te bu haberler savcılık, federasyon veya bakanlık yetkililerince ihbar kabul edilseydi, belgelere ulaşılması mümkün olabilecekti. İlgili kurum ve kuruluşlar sessiz kalınca soruşturma açılmadı. 

Belgeler devletin emin ellerinde
Milliyet, daha önce bir kısmı gündeme gelen ve olası bir "şike soruşturması" için ihtiyaç duyulan belgeleri ele geçirdi ve geride bıraktığımız günlerde yayımladı. İtalya'da olduğu gibi, "mahkeme kararıyla dinlenen" telefon kayıtları, ne adli ne de idari yetkililer için ulaşılmaz bir yerde. Bu belgeler Sedat Peker ve arkadaşlarının yargılandığı Kelebek operasyonu davasına ilişkin dosyada, yani devletin emin elleri altında bulunuyor. Dava Beşiktaş'taki İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülüyor. Dosya numarası ise 2004/402...

Hukukçular ne diyor?

Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi ve ceza hukuku uzmanı Doç. Dr. Yılmaz Yazıcıoğlu, Milliyet'in açtığı şike dosyasının İtalya'daki gibi bir sonuç doğurmasının önünde hiçbir engel olmadığını söyledi. TCK'da "şike" veya spor ahlakına aykırı suçlarla ilgili herhangi bir düzenleme olmadığını hatırlatan Yazıcıoğlu, "Ceza mevzuatımızda, şike ve benzeri hukuka aykırı, ahlaka aykırı eylemlerin suç haline getirilmesi gerekiyor. Acilen bir düzenlemeye ihtiyacımız var. Fakat bu eksiklik, şike yapanların kendi disiplin hukuklarına göre disiplin cezaları almasına, liglere etki etmesinden dolayı liglerden atılmasına engel değil. Bu eylemler karşısında Federasyonun eğer bir fonsksiyonu yoksa çok garip bir durum olur, şüphesiz bu gücü olmalıdır. Zaten federasyon bunun için var. Elindeki kanun, bu yetkiyi ve gücü federasyona veriyor. Yayımlanan belgelere karşılık kayıtsız kalacaksa o zaman federasyon orada süs olarak mı duruyor?" dedi.

TFF Kanunu ne diyor?

3813 sayılı "Türkiye Futbol Federasyonu Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun" ne diyor?
Madde 10/b: Müsabaka sonuçlarını tescil etmek, müsabakaları ertelemek, ileriye kaydırmak, yarım kalan müsabakalar ile olaylı ve anlaşmalı müsabakalar hakkında karar vermek görevi federasyonundur.
Madde 25: Futbol müsabaka ve çalışmalarında kulüpler ve kişilerce disiplin ve sportmenliğe aykırı fiiller ve bunlara uygulanacak müeyyideler, milli ve milletlerarası teamüllere uygun olarak Federasyon Yönetim Kurulu tarafından hazırlanacak esaslarla tespit edilir. Belirlenecek fiillere uygulanacak cezalar, ihtar, yarışmadan men, hak mahrumiyeti, yarışmayı seyircisiz oynatma, saha kapatma, para cezası, tescil iptali, puan indirme ve küme düşürmedir. 
Uygulanacak para cezası, 500 lirayı geçemez, bu miktar her yıl 213 sayılı Vergi Usul Kanunu uyarınca tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılır.

Telefon konuşmalarının yerleri

Çaykur Rizespor maçı öncesi, Vedat Peker'in 'X şahıs'la yaptığı, "Canlı para getir, sorumlusu benim" dediği telefon kaydı 17 no'lu klasörün 280. sayfasında...
Vedat Peker'in maça saatler kala Sergen'e ait olduğu öğrenilen hattı arayarak, "Sen oynamayacakmışsın, haberin olsun" dediği telefon kaydı, 17 no'lu klasörün 275. sayfasında.
Vedat Peker'in maç günü 'X şahıs'la yaptığı ve "Sergen'le konuş, hepsine teşekkür et" dediği telefon kaydı, dosyanın 17 no'lu klasörünün 273. sayfasında.
Maç akşamı Yaşar Durmuşoğlu'nun "Hasan" isimli şahısla yaptığı ve "Reis olmasa bu takım küme düşerdi" dediği telefon kaydı, 17 no'lu klasörün 133'üncü sayfasında.
Vedat Peker'in, 'X şahıs' olarak belirtilen bir gazeteciyle yaptığı ve "Nasıl konuşacak? Yılmaz Vural'ın bir şeyden haberi yok" dediği telefon kaydı, 17 no'lu klasörün 292'nci sayfasında.
Eski TFF Yönetim Kurulu Üyesi Hüsnü Hayali'nin, Sivasspor Başkanı Mecnun Otyakmaz'la yaptığı "Devreye gireriz artık canım. Yaslarsın ona (Erciyesspor) aslan gibi" dediği telefon kaydı, 17 no'lu klasörün 249'uncu sayfasında yer alıyor.


Denizli Savcılığı görevsizlik verdi

TÜRKER KARAPINAR Ankara
Malatyaspor - Gaziantepspor maçında şike yapıldığı iddiasını soruşturan Denizli Başsavcılığı, mevcut yasalarda şikenin tanımı ve yaptırımının bulunmadığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verdi. 
Denizli Başsavcılığı, Denizlispor Başkanı Ali İpek'in, Özcan Kore isimli bir kişiye Malatyaspor'un Çek asıllı futbolcularının Gaziantepspor maçında pasif oynamaları için 400 bin euro göndermeyi taahhüt ettiği iddiasıyla ilgili soruşturma başlatmıştı. Başsavcılık, 5149 Sayılı Spor Müsabakalarında Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun kapsamında yürüttüğü soruşturmada, şikenin tanımını ve karşılığını bulamadı. Bunun üzerine şike iddiası, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu hükümlerine göre değerlendirildi. Ancak kanunda da böyle bir suçun tanımlanmadığı ve bu nedenle yasal bir işlem yapılamayacağı anlaşıldı. 
Başsavcılık, soruşturmada görevsizlik kararı vererek dosyayı Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Başkanlığı'na gönderdi. Maçta şike yapılıp yapılmadığı konusunda son sözü TFF Yönetim Kurulu söyleyecek. Kurul, dosyayı iddiaları incelemek için kurulan Şike Tahkik Kurulu'na iletecek. Kurul, şike yapıldığı bulgusuna rastlarsa konuyu Yönetim Kurulu'na iletecek. Yönetim Kurulu, küme düşürme gibi cezalar verebilecek. 

http://www.milliyet.com.tr/2006/08/02/guncel/gun00.html
 

ANTİBUKALEMUNSPOR Copyright © 2011 -- Template created by O Pregador -- Powered by Blogger