16 Şubat 2012 Perşembe

Cimbom'dan büyük çalım !!

Yavuz Semerci
    
Yavuz Semerci

Cimbom'dan büyük çalım

Dünya üzerinde sermayesini neredeyse yüzde 10 bin artıran bir borsa şirketi var mıdır?


Yeni duydum. Galatasaray Sportif A.Ş böyle bir sermaye artırımı yapıyor.


2 milyon 788 bin TL olan ödenmiş sermayesini yüzde 9 bin 900 artırarak 278 milyon 808 bin TL’ye çıkarıyor.


Sermaye Piyasası Kurulu’nun bu işe nasıl baktığını bilmiyorum. Ama bu şirketin küçük yatırımcılarının başına gelen galiba pişmiş tavuğun gelmedi.


Önce karlı bir şirkete ortaktılar. Sonra bu şirket, zararlı bir şirket ile birleştirildi. Şimdi de yatırımcıdan elinde bulundurduğun Galatasaray hissesinin nominal değerinin bin katı daha para isteniyor.




***


Bu tip operasyonların mimarları mutlaka ekonomik bazı gerekçelerle hareket ediyordur. Ancak halka açık bir şirketin attığı her adıma gazetecilerin küçük yatırımcı gözüyle bakması gerekiyor. Bu açıdan değerlendirildiğinde küçüklerin “sürekli mağdur” edilen bir kesim olduğunu söylemeliyim.Elbette SPK da böyle bakmalı. Ama bu empatiyi gösterdiklerinden emin değilim.




***


Yine gelişmelere baktığımda Galatasaray yönetiminin bir önceki Adnan Polat yönetimine yatıp kalkıp dua etmesi gerekiyor. Neden mi? Sportif başarısızlığı bir kenara bıraktığımda, o yönetim kördüğüm haline gelen Riva projesi ve Arena’daki sorunları çözdü. Üstelik yeni yönetime miras olarak borsada işlem gören karlı şirket ile eldeki zararlı şirketi birleştirerek, temettü ödemeleriyle gerçekleşen kan kaybını durduracak formülü üretti. 


Ünal Aysal ekibi bu birleşmeyi yapmasına rağmen şirketin değeri düşmedi. Çünkü yatırımcılar stad ve Riva’dan elde edilecek gelirleri düşünerek bu birleşme operasyonunu sineye çekti. Sonra Ünal Aysal ekibi yüksek fiyatlardan (elbette giderek düşen bir trend ile) hisse senedi sattı. Halka açıklık oranı böyle yüzde 45’lere çıktı. Yönetim derneğin kasasına yaklaşık 100 milyon dolar koydu. Ardından Arena’da VİP koltuklarının 10 yıllık gelirlerini ipotek ederek Denizbank’tan kredi sağladı. Şimdi bu paralar kullanılarak, neredeyse yüzde 10 bin olan bedelli sermaye artışında kendi paylarına düşen miktarı ödeyecekler. Pek çok yatırımcı sermaye artışına katılmayacağı için dernek kullanılmayan rüçhan haklarını da kullanacak ve Sportif AŞ’deki hisse oranı tekrar yükselecek.




Riva’da oluşan ve 300 milyon dolar değer biçilen projeyi de eklediğinizde bu operasyonlarının alt yapısı geçmiş yönetim tarafından gerçekleştirildi. Ve yeni yönetim yanılmıyorsam geçmiş yönetimi idari olarak da ibra etmemişti.




***


Bir de kulağıma gelen bir durum var. Doğru mu bilmem. Galatasaray Sportif A.Ş’nin halka hisselerinin bir kısmı yurtdışında kurulu olan bir fon tarafından toplanıyor. Bu fonun sermaye artışı kararı ile düşmeye başlayan hisseleri toplayarak payını artırmaya çalıştığı söyleniyor. Bu fonun mevcut yönetimden birileriyle doğrudan ilişkisi olduğunu sanmıyorum ama yine de dile getirmekte fayda var. Bir başka iddia ise Galatasaray’ın daha önce davalık QVT Fonu'nun halen elinde bulunan hisselerin ağırlığını bir şekilde düşürmeyi amaçlamak şeklinde özetleniyor.




En nihayetinde bana borsada küçük yatırımcılar kullanılarak bir şirket nasıl kullanılır diye sorarsanız, Galatasaray iyi bir örnektir derim…


NOT: Teknik bazı bilgiler vereyim: Galatasaray Spor Kulübü Derneği, 2 milyon 788 bin lira olan sermayesi olan Galatasaray Sportif A.Ş’nin yüzde 55’ine sahip.  Sermaye artırımın 151.8 milyon lirasını kulüp, 124.2 milyon lirasını ise yatırımcı karşılayacak. Satılamayan paylar, Sportif A.Ş.’nin ana ortağı Galatasaray Spor Kulübü Derneği tarafından karşılanacak. Sportif A.Ş.’de yüzde 83,38 payı bulunan dernek, 16 Ağustos-12 Aralık tarihleri arasında gerçekleştirdiği hisse satışlarıyla payını yüzde 55’e düşürmüştü. Bu satıştan 168.8 milyon lira gelir elde edildi.
http://www.thelira.com/yazar/2/yavuz_semerci/1823



16 Şubat 2012 

Bugün medyayı şöyle bir kurcalayanlar farketmiştir. Tarihin en büyük hisse rezaletlerinden biri, “müthiş hamle”-”Ünal Aysal dehası” gibi sıfatlarla övülerek yorumlandı. Alkışlandı.
Yavuz Semerci de “Cimbom’dan büyük Çalım” başlığını layık görmüş bu rezalete!
Biz de Sayın Yavuz Semerci’ye şöyle bir cevap hazırladık:
Yazınız herşeyden önce sadece küçük yatırımcının zarar gördüğü, ama tamamen yasal bir sürec varmış gibi kurgulanmış. Biz buna meşrulaştırma çabası diyelim. Oysa bu süreç üzerinde ciddi hukuki gölgeler var.
Yazınızda çok önemli hatalar var. Önce onları sıralayalım:
1- “…Ardından Arena’da VİP koltuklarının 10 yıllık gelirlerini ipotek ederek Denizbank’tan kredi sağladı.”
Bu klasik bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olma konusuna örnektir. VİP koltuklar Sportif A.Ş.ye devredildi/devredilecek, ama dediğiniz gibi olsa KAP’a kredi konusunda açıklama yapılması gerekirdi. Yapılmadı. Doğal olarak kulüp kredi kullanırsa, KAP’ta açıklama gereği yok. Ancak şirkete devredilen VIP koltuk hakları için sadece şirket kredi kullanabilir. Şirket de kullandığı krediyle Galatasaray Spor Klübü Derneği sermaye taahhüdünü yerine getiremez!
Ayrıca Galatasaray Sportif A.Ş. sermaye artırımını nakit yapma kararı aldı. Bu koltuk hakları devredilerek sermaye taahhüdü yerine getirilemez. Çünkü nakdi sermaye artışları muvazaadan ari olarak %25 peşin, kalanı 3 yıl içinde ödenmek zorundadır. Bu yasal bir zorunluluktur.


2- “Pek çok yatırımcı sermaye artışına katılmayacağı için dernek kullanılmayan rüçhan haklarını da kullanacak ve Sportif AŞ’deki hisse oranı tekrar yükselecek.”
İyi de rüçhan hakları için kulanılacak 124 milyon TL nereden gelecek? Yoksa onu da küçük yatırımcıdan ödünç mü istemeyi planlıyorlar? KAP’a yapılan açıklamalara bakarsanız Galatasaray Spor Klübü Derneğinin bu parayı temettüye mahsuben çektiği borçları ödemek suretiyle şirkete aktardığını görürsünüz. Şirkete çerez parası bile olmamış.
3- “Riva’da oluşan ve 300 milyon dolar değer biçilen projeyi de eklediğinizde bu operasyonlarının alt yapısı geçmiş yönetim tarafından gerçekleştirildi. Ve yeni yönetim yanılmıyorsam geçmiş yönetimi idari olarak da ibra etmemişti.”
İşte tam bir medya efsanesi daha! Yasal durumu henüz belli bile olmayan, dünya ekonomisinin ciddi sıkıntılar içinde bulunduğu  ve gayrimenkul piyasasının en kötü günlerini yaşadığı dönemde Riva 300 milyon USD eder demek! Bir tahmin yapmak gerekirse bu şartlarda 50-100 milyon USD arası gerçekci olur.
4- “Bir başka iddia ise Galatasaray’ın daha önce davalık QVT Fonu’nun halen elinde bulunan hisselerin ağırlığını bir şekilde düşürmeyi amaçlamak şeklinde özetleniyor.”
Bu ifade de maalesef doğru değil. QVT hisselerin önemli bir bölümünü çağrıda sattı. Ayrıca davalardan da feragat etti, buna ilişkin açıklamalar KAP’ta var. Ancak QVT hedge fonddur.Hedge fondlar asla karşılıksız bir şey yapmazlar. İncelenmesi gereken QVT’ye ne verildiği veya ne vaat edildiği (!), gizlenen bir şey olup olmadığıdır?!
5- Ayrıca bu süreç de bizzat Galatasaray Sportif A.Ş. tarafından açıklanan ve yasal olduğu tartışmalı konular var:
a ) Bir UMS 38 olayı var ki çok ilginç. Aktif piyasasız maddi olmayan duran varlıklarına değerleme yapamazsın diyor. Ama Galatasaray Sportif A.Ş. maddi olmayan duran varlıkları(futbolcular) için bunu yapmış. Bu yaklaşık 200 milyon TL’lik olumlu fark yaratmış. Bu bilgilerle birleşme ve hisse satışları yapılmış, yani birleşmeye katılan ve hisse alan yatırımcılar yanlış bilgilerle karar vermiş! Bunu Galatasaray Sportif A.Ş. son yayınlanan 6 aylık mali tablolarında KAP aracılığı ile halka açıkladı. Dolayısıyla yatırımcıların dava açıp zararlarının tazmin edilmesini istemeleri her zaman mümkün.
b) Galatasaray Sportif A.Ş. ile Galatasaray Spor Klübü Derneği Yöneticileri aynı kişiler. Bu durum hukuka da uygun, ancak Galatasaray Sportif A.Ş. yönetim kurulundaki toplatıdan kalkıp, Galatasaray Spor Klübü Derneği toplantısına giden biri “ben o şirketin startejisini unuttum, zihnim tertemiz şimdi tamamen Galatasaray Spor Klübü Derneği’ni düşünürüm” diyemez. İnsan doğasına aykırı. Her iki yönetim pozisyonunda elde ettiği bilgileri diğeri için karar verirken kullandığı açıktır. Bu bilgileri kullanınca da içeriden öğrenenlerin ticari veya insider trading şüphesi taşır.
Şöyle ki; sermaye artırımından önce Galatasaray Spor Klübü Derneği elindeki hisselerin % 30 unu satarak 80 milyon TL mali külfetten kurtuldu. Ayrıca sermaye artırımından dolayı 3 günde hissede oluşan değer kaybı % 20. Yaklaşık
16-17 milyon USD de hisseleri erken satmaktan kazancı var. Yani bu ortak yönetici durumundan Galatasaray Spor Klübü Derneği çok ciddi kazanç sağladı. SPK’nın soruşturma açması olasıdır!
c) Ayrıca kullanılan bütün değerleme raporlarını, Galatasaray sportif A.Ş.’nin en büyük alacaklısının kontrol ettiği yatırım şirketi yaptı (Denizbank)! Bu etik olarak uygun değil, çünkü şirketin yararlanacağı bir sonuç alacaklının da yararına olacaktır. Böyle bir durumda objektiflikten sözedilemez. Zaten raporlarda kullanılan bir çok bilginin WACC, Beta, İskonto oranı vb. geçerliliği finansal olarak tartışılabilir konumdadır.
Bu durumu Cumhurbaşkanlığı Denetleme Kurulu, Başbakanlık, Başbakanlık Teftiş kurulu, Sayıştay ve SPK da biliyor. Ertesi gün gözler Silivri’de olacağı için, hiç konuşulmayacağını düşünerek kararı 13 şubat’ta KAP’a duyurdular (saat 21:02).
Ancak Fenerbahçeli çok tecrübeli. Uyursa öleceğini biliyor. O yüzden bunu da kaçırmadı.
Cumhurbaşkanlığı Denetleme Kurumu (cumhurbaskanligi@tccb.gov.tr)Başbakanlık ( bimer@basbakanlik.gov.tr)Başbakanlık Teftiş Kurulu (teftis@basbakanlik.gov.tr)
Sayıştay (sayistay@sayistay.gov.tr)SPK (şikayet ve bilgilendirme için)
Yukarıdaki kurumlara şikayet edip hakkını arayabileceğini biliyor. Fenerbahçeli durumun farkında ve yasal haklarını kullanacaktır. Ayrıca SPK kararı aleyhine idari yargı yoluda açık.
Ancak Galatasaraylılara da uyarı yapalım. Klüpleri ciddi hukuki, parasal, ekonomik risklerle karşı karşıya. Bunlardan biri bile gerçekleşse felaket olur.
 

ANTİBUKALEMUNSPOR Copyright © 2011 -- Template created by O Pregador -- Powered by Blogger