1992-93 sezonunun son haftaları... şampiyonluk yolunda beşiktaş ile g.saray amansız bir mücadele veriyor. takvimler 24 mayıs 1993’ü gösterdiğinde iki takım arasında oynanacak derbinin düğümü çözmesi bekleniyor. ancak ali sami yen’deki maç 1-1 berabere bitince, son haftaya g.saray 63 puan ve 25 averajla lider, beşiktaş ise aynı puan ve 23 averajla ikinci sırada giriyor. doğal olarak son hafta oynanacak maçlarda atılacak gol sayısı hayati önem taşıyor. iki ankara takımı da ligde kalmayı garantilediği için şaibe söylentileri hafta boyunca gazetelerin manşetlerinden inmiyor. heyecanla beklenen gün geliyor ve g.saray ankara’da a.gücü’ne konuk oluyor, beşiktaş da inönü stadı’nda g.birliği’ni ağırlıyor. bunların üzerine bir de g.birliği kemalettin ve kazım’ı kadro dışı bırakınca şike söylentileri ayyuka çıkıyor. kaleci goran’ın bir hafta önceki kocaelispor maçında kırmızı kart görmesi de cabası oluyor. fakat a.gücü cephesinde de kimsenin fark etmediği benzer gelişmeler oluyor. son haftalarda üst üste kazanılan bakırköy (1-0), g.antep (2-1) ve sarıyer (2-1) maçlarıyla kümede kalması kesinleşen ankaragücü’nde as futbolcuların çoğu g.saray maçının oynanacağı haftayı idman yapmadan geçiriyor. daha doğrusu türkiye’deki şike söylentilerini bilen futbolcular maça çıkmaya cesaret bile edemiyorlar. maça çıkmayanlar arasında eski beşiktaşlı fikret ve sakat olan sinan engin de var. ancak bir başka eski beşiktaşlı zalad ise kalede. maç başlıyor ve daha 35. dakikada g.saray 5-0 öne geçiyor. devre arasında zalad futbolu bırakıyor ve kaleye arif geçiyor. üç gol de o yiyor ve maç 8-0 bitiyor. beşiktaş’ın istanbul’daki 3-1’lik galibiyeti de bir işe yaramıyor ve g.saray şampiyon oluyor.
1992-93 sezonunun son haftasında g.saray ile ankara’da oynadığınız ve 8-0 yenildiğiniz maçı hatırlıyor musunuz?
hatırlamaz olurmuyum. 20 yıllık profesyonel futbol yaşantımı o maçta noktaladım.
neden?
g.saray maçında ilk yarı oynadım ve 5-0 öndelerdi. hocamız tınaz tırpan’dı. ilk devre bitti, soyunma odasına girdik. ben eldivenlerimi çıkartıp tınaz hocaya verdim ve, “hoca buraya kadarmış. herkese teşekkür ediyorum. güzel günlerim geçti; ama yarın gazetelerde bu maçla ilgili iğrenç yorumlar yapılacak. ben futbolu bırakıyorum.” dedim. 2. yarıda kaleye arif geçti. 3 tane de o yedi. ama herkes o 8 golü benim yediğimi zannediyor.
peki, o maçtan önce hiç şike teklifi geldi mi?
kesinlikle almadım. ama g.saray maçında ben takımdaki hiçbir arkadaşımı suçlamıyorum. keşke ben o gün 4 penaltı kurtarsam, harika oynasam ve maçı kazansaydık. ben hâlâ o maçı düşünüyorum. şimdi beşiktaş’ın menajeri olan sinan engin de a.gücü’nde oynuyordu. bana g.saray maçından önce geldi ve, “eğer sen bu maçta iyi oynarsan seni beşiktaş’a kaleci antrenörü olarak alacaklar.” dedi. ben de ona, “bana ne kaleci antrenörlüğünden.” dedim.
kadroda sen, sinan engin ve fikret vardı. üçünüz de beşiktaş’ta oynamıştınız. evet. sinan zaten birkaç hafta önceden beri sakattı. fikret de o hafta “sakatım.” dedi. biz zaten beşiktaş şampiyon olsun istiyorduk.
beşiktaş’ı tutuyordunuz yani.
tabii ki. ben hâlâ beşiktaş’ı tutuyorum. onlar geçen sene şampiyon oldular, ben çok sevindim.
g.saray maçında yediğiniz gollerde hatanız yok muydu?
daha 35. dakikada 5-0 olmuştu. belki 5. golde daha iyi hamle yapabilirdim. orta saha çizgisini biz belki de hiç geçemedik. g.saraylı futbolcular orta çizgiyi geçtiklerinde benimle karşı karşıya kalıyorlardı. ama ben hayatım boyunca o maçta oynayan futbolcu arkadaşlarımı suçlamayacağım. ben hata yapabilirim ama 20 yıllık futbol hayatım boyunca kötü niyetle sahaya çıkmadım. maç 5-0 olduğu anda çok fena oldum. çünkü yarın türkiye’de neler olacağını biliyordum. onun için devre arası futbolu bırakma kararı aldım.
hiç şikeyle karşı karşıya geldiğiniz olmadı mı?
1990-91 sezonuydu. f.bahçe ile beşiktaş çekişiyor. a.gücü de f.bahçe ile istanbul’da oynayacak. o hafta da annem ve kayınvalidem belgrad’tan geliyordu. onları karşılamaya gittim. sonra da beşiktaşlı olan çok iyi bir dostumla yemek yedik. yemek esnasında ismini veremeyeceğim dostum bana o dönemler beşiktaş’ın popüler yöneticilerinden birinin çekini uzattı. çekin üzeri boştu. dostum, “eğer f.bahçe maçında iyi oynayıp gol yemezsen, çeki kendin dolduracakmışsın.” dedi. yemek masasında daha çorbalarımızı içiyorduk ve ben hanımla anneme, “kalkın, toparlanın, hemen ankara’ya gidiyoruz.” dedim ve çeki yırtıp attım. “ben paramı kulübümden alıyorum. söyle o yöneticiye o parayı kimsesiz çocuklara versin.” deyip ankara’ya döndüm.
galatasaray'in 1-0 dahi yense sampiyon olacagi macin skoru.
ayni hafta besiktas genclerbirligini 3-1 yenmistir.
fakat o zamanki olaylarda diger bir ilginclik , mactan sonra o zamanlar genclerbirligi sonradan fenerbahce formasini giyen kemalettin isimli futbolcunun bir gazeteye* 'besiktas maci satin almisti biz vermedik,bunu goren antrenorumde beni 2.yari da oyundan aldi' seklinde aciklamada bulunmasidir.gercektende macin ilk yarisi 1-1 iken , mac 3-1 sona ermistir.bu da unutturulmak istenen,hic uzerinde durulmayan bir hadisedir.
**************
1986’da g.saray-eskişehir maçında prekazi bana gol atmıştı, o zaman gazetelerde, “prekazi’nin çocukluk arkadaşı olduğu için gol yiyor.” diye yazılar yazılmıştı. ya kardeşim prekazi, kariyerinde yüzün üzerinde frikik golü attı. monaco’ya da orta sahadan attı. o zaman monaco’nun kalecisi de mi şike yaptı?
http://www.frmtr.com/galatasaray/373242-sikenin-belgesi-gs-8-ankaragucu-0-a.html