22 Şubat 2012 Çarşamba

gs Şaibeleri

1996/97 Sezonun 29.Haftasında Galatasaray İnönü Stadında, İstanbulspor'u temdit penaltısıyla 3-2 yendi ve 2.sıradaki Beşiktaş'la olan 5 puanlık farkını  
http://www.youtube.com/watch?v=4sR10aAm5Bg&feature=related  


İstanbulspor - G.Saray karşılaşmasında Vahap Beyaz'ın çaldığı uydurma penaltının itirafı. 
http://www.youtube.com/watch?v=aB1ytUcK-fM&feature=related 


Görülmemiş İtiraf.Gs-Kocaelispor
http://www.youtube.com/watch?v=cm3V8jspA6o&feature=related  


Sturm Graz maçınıda unutmayalım... 
http://www.youtube.com/watch?v=3wateW0GtFY  

Beyaz TV de Ahmet Cakar acıkladı. 1993 yılında GS-Manchester 0-0 biten macta Isvıcreli hakem Rothlısbergere 300 bin dolar vermişler.  


 

 

127 bin dolarlık gerdanlık... 

Geçtiğimiz yılın bitimine sayılı günler kala eski G.Saray başkanı Mehmet Cansun´un bir gazeteye yaptığı ilginç açıklamalar nedense yankı bulmadı. Oysaki onun konumunda birisi benzer açıklamaları‚ daha doğrusu ifşaatları yapmış olsaydı‚ dünyanın birçok yerinde deprem olurdu. Ülkemizde ise gündem yaratacak o sözleri kimse umursamadı bile. 

Mehmet Cansun başkanlığı döneminde TV kameralarına Ali Sami Yen Stadyumu´nun inşaatıyla ilgili olarak ´kalaslar gemiye yüklendi‚ birkaç gün içinde İstanbul´a gelecek‚ bizde vakit geçirmeden stadı yıkmaya başlayacağız.´ diyen bir yönetici olduğu için‚ o gemi de hiç gelmediği için ilk anda sözlerini nereye koyacağımızı bilemedik. Ancak röportajın yayınlanmasının bir gün sonrasında düzeltme başlığıyla şu not yayınlanınca artık inanmamazlık yapamadık: ´Dün sehven Mehmet Cansun´un UEFA Başkanı Johansson´un karısına hediye ettiği gerdanlığın fiyatı 127 bin dolar olarak yazılmıştır‚ doğrusu 27 bin dolar olacaktı.´ 

Bu kadar değerli bir kolye niye hediye edilir‚ niye olacak elbette bazı beklentiler neticesinde. Peki‚ bu ahlaki midir‚ tabii ki değildir‚ dahası hediyeyi alan ile verenin başına işte açabilir. O halde şu soruyu sormak elzem oluyor; mademki kulübünün haklarını korumak adına böylesine değerli bir gerdanlığı UEFA Başkanı´nın eşine hediye ettin‚ bunu neden cümle aleme açıklama gereği duyuyorsun? Hem millete ´nasıl lobi yapılır´ın dersini veriyorsun‚ hem de yalnızca alanla veren arasında kalması gereken bir olayı hiç gereği yokken kamuoyuna ilan ediyorsun. Tut ki bazı idareciler de senin yolundan gitmek istedi‚ kimse verdiğini ilan eden adamların elinden hediye kabul eder mi? 

Evlilik yıldönümü hediyesi vermek için sabahın 05.30´unda İsviçre´ye gidecek kadar düşünceli ol‚ ama sırf mevcut yönetimi hırpalamak‚ kendini yüceltmek adına ifşa edecek kadar da tedbirsiz ol‚ anlayabilene aşk olsun! 

Seneler önce futbol federasyonu başkanlarından birisi ile sohbet ederken sormuştuk: Ligde pek görev vermediğiniz bir hakemimiz nedense Avrupa´da sık maç yönetiyor‚ sebebi ne ola ki? Önce gülmüş‚ sonra da ´Bu arkadaşımız UEFA Hakem Komitesi başkanıyla iyi ilişkiler kurduğu için yurtdışında sık maç yönetir. Hem de ismen çağrılır çünkü ilgililere değerli hediyeler göndermeyi hiç ihmal etmez.´ demişti. Ancak başkanlığı bıraktıktan sonra hiçbir yerde bunu ifşa etme gereği duymadı‚ aynen bizim de duymadığımız gibi. Şimdi sakın bazıları çıkıp da ´Öyleyse neden İsviçre maçında çıkan olayları örtbas etmeye çalışmadın?´ demeye kalkmasın. Birinde yorum var‚ duyum var‚ diğeri ise herkesin gözü önünde cereyan eden ve bizi milletçe utandıran‚ saklanması neredeyse imkansız bir hadise. 

Dünyanın belki her köşesinde‚ her kurumunda hak etmediği şeyleri alabilmek adına kıymetli hediyeler birilerine verilirken‚ muhtemelen bir bizim insanımız kendine paye çıkarmak‚ övünmek adına bunu açıklama gereği duyuyor. 

Dileriz daha öncesinden hediye verenlerle ileride vermeyi düşünenler Cansun kadar dikkatsiz olmaz! Yoksa an gelir o hediyeler de bir işe yaramaz! 

f.uraz@zaman.com.tr 

05 Ocak 2006‚ Perşembe  


******
Evvel zaman içinde 

17 Kasım 2009 

Galatasaray-Beşiktaş (3 Ekim 1994‚ Milliyet) 

Medya ve sporda söz sahipleri‚ stat ve salonlardaki olayları‚ derbilerdeki gerginlikleri çözmek istiyorlarsa (ki samimi olduklarına inanmıyoruz)‚ önce bu ülkenin spor ve özellikle futbol geçmişiyle yüzleşmesini sağlamak zorundalar. Yani önce kendileriyle yüzleşmeliler. 

1980lerin ortasında başlayan‚ 90ların sonuna doğru iyice artan ve 2000lerde zirve yapan süreci‚ sistemin dibine perde arkasında sokulan çomakları‚ diğer takımların nasıl yavaş yavaş sindirildiğini‚ gözdağlarıyla susturulduğunu‚ kukla haline getirildiğini anlatmak ve tartışmak zorundalar. Bireylerden organizasyonlara‚ kulüplerden idarecilere kadar herkesin nasıl köleleştirildiğini ortaya dökmeliler. Sistemin nasıl tek merkezde toplandığını‚ 2000lerdeki milli takım ve Galatasaray başarısının arkasındaki yapılaşmayı‚ devletleşmeyi inkardan vazgeçmeliler. İçki ve yemek sofralarında‚ dost muhabbetlerinde‚ gizli toplantılarda konuştuklarını kamuoyu ile paylaşmak zorundalar. 

Zira 10 küsur yıldır sadece başarıların konuşulduğu bir putperestlik klanı yarattılar. Medyayı ve yorumcuları buna göre şekillendirdiler‚ kalıplara soktular‚ eğittiler. Ülke artık sadece onların manipülasyonlarına‚ ısmarlama masa başı haberlerine‚ art niyetli tartışmalarına inanıyor. Sadece onlar neyin konuşulmasını istiyorsa o konuşuluyor. Tek bakış açısıyla‚ alternatifsiz. Dünya Berlin duvarını sembolik olarak inşa edip tekrar yıkarken‚ Türk futbolu (sporu) kendi demir perdesini bir gıdım bile zayıflatabilmiş değil. Çünkü kemikleşmiş düzen‚ nesilden nesile aktarılıyor. Kitlesel beyin yıkama ve kışkırtma projesi devam ediyor. Maksat rahatlar bozulmasın 

Ama mücadeleden vazgeçmek yok. Unutturmak isteyenlere‚ konuşmayanlara ve konuşturtmayanlara inat hatırlatmaya devam edeceğiz. Hala aynı isimlerin pek çok kritik noktada oturduğunu‚ hala futbola arka planda elini kolunu soktuğunu hatırlatmaya devam edeceğiz. 

Tarih 2 Ekim 1994. Galatasaray-Beşiktaş maçı. O güne kadar derbilerde tribünler yarı yarıya paylaştırılırken‚ Galatasaray sezon öncesi iç saha maçlarını kombine olarak sattığını belirterek bu geleneği bozuyor. Aslında ileri görüşlülükleri yüzünden kutlamak lazım. 2000li yıllarda iyice oturacak kombine sistemini daha o zamandan uygulamayı başarmışlar! Herhalde eninde sonunda bu noktaya gelecektik. Ama önemli olan o gün bu hamlenin bambaşka niyetlerle yapılmasıydı. 

O yılları yaşayan tüm futbolseverlerin aklına futbolda kavga ve bölünmenin fitilini ateşleyen olay diye yerleşti. Elbette Beşiktaş da aynı karşılığı vermek zorunda kaldı. 


4 Ekim 1994 Milliyet 

Rövanş 5 Mart 1995de idi. Bakın ertesi gün ne haberler vardı: 

Adnan Polat‚ maç sonunda Beşiktaşlı taraftarların hışmından kaçmak için Şeref Tribününden erkenden ayrıldı. Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar da soyunma odasına gelerek futbolcuları teker teker kutladı. 

Galatasaray‚ Beşiktaşın kapalı tribündeki taraftarlar için verdiği sözü tutmadığını belirtirken‚ olayı Siyah-Beyazlı yöneticilere protesto ettiler. Sarı-Kırmızılı takımın Futbol Şubesi Sorumlusu Adnan Polat‚ yaptığı açıklamada‚ kendilerine 1050 kapalı bilet için Beşiktaşlı yöneticilerin söz verdiğini belirtirken‚ Ama bizi 500 kişilik bir yerde oturttular. Bu haksızlık. Biz onlara bunun daha fazlasını vermiştik. Üstelik de anlaştığımız rakamdan vazgeçtiler diye konuştu. 

Bu arada dışarıda kalan Sarı-Kırmızı taraftarlar Şeref Tribününün önünde buldukları Galatasaraylı yöneticilere olayı şikayet ederken‚ Seneye Ai Sami Yene tek Beşiktaşlı girmesin diye dilekte bulundular. Gaaltasaraylı yöneticiler de ğu anda bir şey yapamayacaklarını‚ bu şartlara uymak zorunda olduklarını belirttiler. (6 Mart 1995‚Milliyet) 

Şimdi ise yine onların sayesinde statlara‚salonlara rakip taraftar yasağı getirilerek daha büyük kavgalara yol açılıyor. Hoşlarına da gidiyor‚ zira böylelikle istedikleri atmosferi‚ istedikleri anti-spor ortamını yaratmak için ipler ellerine geçiyor. 

2 Ekim 1994ün başkahramanı ise hala aktif olarak bu ülke futbolunda söz sahibi. Galatasaray Kulübünün Başkanı 

Kısaca 15 yılda değişen hiçbir şey yok. 

http://www.tirajik.com/evvel-zaman-icinde/  


*******
 
 
 

 

 

 

 

 




Bahis mahkumu G.Saray şike yaptı dedi

Bahis mahkumu G.Saray şike yaptı dedi
Bugün 13:07 Cuma
Cremona Savcılığının G.Saray'ın Bellinzona ile oynadığı hangi maçta şike yaptığını araştırdığı bildirildi.Almanya'da Bochum Savcılığı tarafından düzenlenen ve Alman hükümetinin yasadışı bahis işlemleri nedeniyle 5 yıl 6 ay hapis cezasına mahkum ettiği Marjo Cvrtak, 2008 yılında G.Saray ile Bellinzona arasında oynanan UEFA Avrupa Liginde şike yapıldığını iddia etti.

İtalya'de Cremona Savcılığı tarafından yürütülen bahis soruşturması kapsamında Bochum Savcılığından bu maçlarla ilgili bilgi istendiği bildirildi. Cvartak, Bochum Savcılığından izin alarak Cremona Savcılığı yetkililerinin görüştüğü ve bu görüşmede Cvartak'ın "G.Saray'ın Bellinzona kalecisine şike teklif ettiğini iddia ettiği" ortaya çıktı.

Cremona Savcılığının G.Saray'ın Bellinzona ile oynadığı hangi maçta şike yaptığını araştırdığı bildirildi.

G.Saray 2008 yılında UEFA Kupası 1. Turunda Bellinzona ile eşleşmiş ilk maçı Sarı-kırmızılı ekibimiz deplasmanda Baros'un 2 ve Kewell ile Lincoln'ün golleriyle 4-3 kazanmıştı. Ev sahibi takımımın gollerini Lustrinelli, La Roca ve Gürkan kaydetmişti. Rövanş maçını ise G.Saray Baros'un penaltıdan ve Yaser'in golleriyle 2-1 kazanmış, konuk takımın golü Gürkan'ın penaltısından gelmişti.
İki maçta da Bellinzona'nın kalesini İtalyan asıllı Matteo Gritti korumuştu. Cvartak'ın Fatih Terim'in ismini de aracı olarak iddiasında geçirdi.(Sportaktik)

*********

Şikede G.Saray'ın ismi de geçiyor

talya'da şike dalgası operasyonu sürerken, itirafta bulunan bir futbol organizatörü Galatasaray ile Bellinzona arasında oynanan UEFA Kupası 1. tur karşılaşmasında şike yapıldığını öne sürdü.

İtalya'daki şike ikinci dalga operasyonunda Alman Bochum mahkemesinden gelen yeni tutanaklarda bir Galatasaray maçıyla ilgili bir ayrıntı ortaya çıktı.

Pişmanlık duyarak itirafta bulunan bir futbol organizatörü olan Marjio Cvtrak'ın ifadesinde "Avrupa Kupalarında en az 200 maçta şike yapıldı ve bunlardan biri Galatasaray-Bellinzona UEFA Kupası 1.tur karşılaşmasıdır" dediği öğrenildi.

Marjio Cvtrak,18 Eylül 2008'de İstanbul'da oynanan ve 2-1 Türk takımının galibiyeti ile sona eren maç dışında Dinamo Zagrep- Nk Domzale karşılaşmasında da şike yapıldığını öne sürdü.

İtalya'daki şike olayını ortaya çıkartan Gubbio'lu futbolcu Simone Farina da "Temiz Futbol" adına büyük ödül olarak milli takıma çağırıldı.

Buna göre İtalya milli takımı teknik direktörü Cesare Prandelli'nin görev vermesi halinde Simone Farina, 29 Şubat'ta oynanacak ABD-İtalya maçında forma giyecek.
 

ANTİBUKALEMUNSPOR Copyright © 2011 -- Template created by O Pregador -- Powered by Blogger