Galatasaray meselesine artık hiç girmeyecektim. Çünkü konuya ilişkin kuşkularımı geçen zaman diliminde dile getirdim. Sonrası ise malum. SPK, Galatasaray’ın sermaye artışını (ikincisini) şimdilik durdurdu, “eğer bir sermaye artışı yapacaksan, bu önemli işler kapsamına girer ve dolayısıyla yatırımcılara ortaklıktan ayrılma hakkı vereceksin” dedi. Ayrıca, yatırımcıların yeterince bilgilendirilmediğini belirterek, eski yöneticilerine para cezası verdi. Benim acımdan tamamlanmış dosya kapsamında konunun kendi kişisel arşivime kaldırılması zamanı gelmişti. Ancak Galatasaray Başkanı Ünal Aysal, benim de içinde yer aldığım bir grup gazeteciyle bir araya geldi ve içini döktü.
Gazete Habertürk’ün ekonomi sayfalarında Aysal’ın bire bir söylediklerini bulabilirsiniz. Ben biraz bu sözlerini yorumlamak istiyorum.
***
Aysal, Galatasaray’ın sermaye artışının her yönüyle hukuka ve etik ilkelerine uygun olduğunu ileri sürüyor. SPK’nın aldığı kararların ise kamuoyunda oluşturulan olumsuz havadan kaynaklandığını (üstü kapalı da olsa bunda payımın yüksek olduğunu ima ederek elbette…) söyledi. Galatasaray’ın sermaye artışına karşı çıkan küçük bir grup yatırımcının ise kandırıldığını ve kullanıldığını ileri sürdü. (Kimler tarafından yönlendirildiği sorusuna ise siz bilirsiniz Yavuz Bey diye yanıt verdi!)
Aysal ve arkadaşlarına beni kimin yönlendirdiğini söyledim: Bir otopark bekçisi. Galatasaray aşığı bir küçük yatırımcı. 300 küsur lira iken hisse senedi almış. O sırada Galatasaray hisse satışından sonra fiyatlar dibe inmiş. Sonra da yüzde 9.900 bedelli sermaye artışı kararı alınmış. Neredeyse ağlıyordu. Fiyatların düşmesine mi, sermaye artışı için parasının olmamasına yansın bilemiyordu. Konunun ilgi alanıma girişinin bu olduğunu söyledim ama sanırım ne kendisi ne de arkadaşlarına inandırıcı geldi bu açıklamam.
Aysal’a ilk sorum şuydu: Sayın Başkan, halka açık bir şirketin sahibi olsanız, acil sermaye artışı yapmanız gerektiğini bilmenize rağmen, önce yüksek fiyattan hisse senedi satıp, sonra borsa tarihinde görülmemiş bir oranda bedelli sermaye artışı ilan etseniz, bu durum sermaye piyasası acısından bilgi gizlemek sayılır mı?
Aysal’a göre Galatasaray’da hiçbir şey planlı olmamış. Her şey planlandığı an kamuoyuna bilgi verilmiş. (bu nokta benim için inandırıcı olmasa da aksini ispat edemem…)
Aysal, başkan seçildiği gün halka açık şirketin perişan halini görmüş. “İflas noktasındaydı” diyor… Hatta “tablonun böyle olduğunu bilseydim, başkanlığa soyunmazdım” tespitinde bulunuyor.
Tam burada bir noktanın altını çizeyim. Galatasaray Sportif A.Ş’nin iflas noktasına gelmesinin temel nedeni Galatasaray takımının tüm giderlerini üstlenen Futbol A.Ş’nin halka açık şirket ile birleşmesi.
Peki bir iflas hali var ise neden bu durum kamuoyuna açıklanmadı da tam tersi birleşme ile halka açık şirketin ciddi bir gelir elde edeceği açıklaması yapıldı. (Bu açıklama yeteri kadar açık olmadığı için SPK, GS’nin eski yöneticilerine ceza verdi.)
İkinci soru ise bu birleşmenin ardından dev bir zarar oluşmasına rağmen nasıl olur da hisseler 140 lira seviyelerinden 400 lira seviyelerine çıktı?
Aysal bu soruya “yatırımcıları anlamak mümkün değil” diye yanıt veriyor. Ben ise “o yatırımcılara madalya vermeniz lazım. Çünkü onlar fiyatı yukarı çekti, siz de 236 TL ortalamayla şirketin yüzde 27’sini borsada satıp, 96 milyon dolar gelir elde ettiniz” diye takılıyorum… “Haklısın” diyerek gülüyor.
***
Aslına bakarsanız, kim ne derse desin, Galatasaray’ın ikinci sermaye artışı SPK tarafından engellenmedi. Sadece kural değişikliği yapıldı. Dosya Galatasaray’a iade edildi. Galatasaray isterse tekrar başvurabilir. Anladığım kadarıyla Aysal kural değişikliğinin vereceği hasarı tespit etmeye çalışıyor. Çünkü bu kez, yüksek oranlı (rüçhan hakkı kullanımıyla) bir artışı istemeyenler, şirketten ayrılma hakkı isteyebilir. Şu anda hisselerin yüzde 45’i halka açık. Ne kadarı bu hakkı kullanmak ister kimse bilmiyor. Ama kendisine şunu söyledim: “Diyorsunuz ki, üç beş kişiyi geçmeyen bir yatırımcı grubu gürültü yaparak kamuoyu oluşturdu. Eğer öyle ise, sorun yok. Sermaye artımı yaparsınız ve sadece bu yatırımcılar gelir parasını ödersiniz olur biter…”
Aysal’ın yanıtı ilginçti: “Çok emin değiliz. Çünkü yatırımcıların kafası karıştı. Hisselere olan güven sarsıldı. Bunun aşılması gerekiyor. Aslına bakarsanız, bu işleri bitirmiş olsaydık, yatırımcılar birkaç yıl içinde Türkiye’nin en çok kazandıran şirketine ortak olacaklardı…”
(Yerimiz dar yarın da devam etmem gerekecek…)
http://www.thelira.com/yazar/2/yavuz-semerci/2252