5 Mayıs 2012 Cumartesi

Galatasaray Kültürü ve Ahlak Bilgisi (!)


Galatasaray Kültürü ve Ahlak Bilgisi'ni ağızlarından düşürmeyenlerin marifetlerini sizlerle paylaşıyoruz. Rezillikleri ile ün salan, buna rağmen "adam"ız diye dolaşabilen, şimdinin çakma "adalet bekçileri"ni tanıyalım.
YAKIN TARİH
Kültür-1: (mecidiyekoy/holiganlık)
(saha disi olaylar denildi, Ulusal basında haber bile yapilmadı.)
Kültür-2: Arena'da bıçaklanma
Türk Telekom Arena Stadı’nda oynanan Galatasaray – Adana Demirspor maçında ikinci yarının hemen başında tribünde kavga çıktı. Yaşanan olayda 16 yaşındaki bir taraftar kalçasından bıçaklandı. Yaralanan taraftar, stattaki ilk tedavisinin ardından hastaneye kaldırıldı. Polis kamera kayıtlarını inceledikten sonra 4 kişiyi gözaltına aldı.
Galatasaray – Adana Demirspor karşılaşmasında, üzücü bir olay yaşandı. Maçın ilk yarısının bitmesiyle birlikte Pegasus üst tribünende yer alan Galatasaraylı taraftarların bulunduğu bölümde kavga çıktı.
Yaklaşık 10 dakika süren bu kavga sonrası 16 yaşındaki E.S.E kalçasından bıçaklandı. Yaralı taraftar, stattaki ilk tedavisinin ardından ambulansla hastaneye kaldırıldı. Kamera kayıtlarını inceleyen polis,  4 kişiyi gözaltına aldı.
Emniyet güçleri maçın hemen ardından tribünlerde ve stadın diğer bölgelerinde yaralamada kullanılan bıçağı aradı ancak bulamadı.
Olay nedeniyle Galatasaray’a 1 maç saha kapama cezası verilebileceği öğrenildi.
(Saha kapama yok, bıçak çakı, bıçaklanan it kopuk ilan edildi.)
Kültür-3: Arena'da kartopu show
Ömer: "Sabri amigoluk yapmasın"
Ömer Çatkıç'tan çok özel açıklamalar: "Bir abisi olarak Sabri'ye tavsiyem; Futbolcu olarak kalsın, amigo gibi röportaj vermesin"
Galatasaray ile 1-1 berabere kaldıkları maç sonrası tribünlere bakarak kendi etrafında dönmesi nedeniyle Sarı-Kırmızılı taraftarların tepkisini çeken tecrübeli kaleci için maç sonunda Sabri Sarıoğlu ağır ifadeler kullanmıştı.
Sporx olarak Antalyaspor kalecisine, Sabri'nin kendisi hakkında verdiği "Yaptığı terbiyesizceydi. Bunları her maçta yapıyor. Koskoca adam. Ne düşünüyor bilmiyorum" demeci hakkında ne cevap vermek istediğini sorduk. İşte Ömer Çatkıç'ın söyledikleri:
"KÜFÜRLERE RAĞMEN MAÇ BOYUNCA SUSTUM"
"Türk Telekom Arena tribünleri ısınmaya çıktığım andan itibaren bana ağza alınmayacak küfürler etti. Ben bunlar karşısında kafamı bile kaldırmadım. Ne el kol hareketi yaptım ne de ağzımdan kötü bir söz çıktı. Sadece sustum ve işimi yapmaya devam ettim."
"BİRİSİNİN KAFASINA BİR ŞEY ATARSANIZ, O DA SİZE ATAR"
"Maç bitmiş, lider takımdan puan almışız. İnsanın içinde bir sevinç olacak tabii ki. Kendi etrafımda dönüyorum ve adım 'Provokatör Ömer' oluyor. Buna çok üzülüyorum. İnsan durduk yerde sinirlenmez. Bir insanın kafasına bir şeyler (kartopu) atarsanız normalde o da sizin kafanıza bir şey atar. Ama benim kimseye bir şey atmışlığım, vurmuşluğum filan yok. Sadece kendi etrafımda döndüm."
"SABRİ'YE BİR ABİ TAVSİYESİ"
"Ben Sabri'den bir hayli büyüğüm. Onu severim de. Ama ben 'futbolcu Sabri'yi severim. Bir abisi olarak ona tavsiyem; hep futbolcu olarak kalsın. Amigo gibi röportajlar vermesin."
ÜLKEMDE NASIL DAVRANACAĞIMI BANA MUSLERA ÖĞRETEMEZ"
"Muslera'nın el kol hareketleri yaparak üzerime gelmesine rağmen sanki hiçbir şey yapmamış gibi basında onun hakkında bir şey yazılmamasını da anlayamıyorum. Onun yaptığı provokatörlük olmuyor, benimki oluyor. Futbol hayatımda ilk defa bir kaleci üzerime doğru geldi. Kendi ülkemde nasıl davranacağımı bana Muslera öğretemez."
(Saha kapama yok, Ömer'in futbolculuk yapmasına müsade edildi.)
Kültür-4 (Rakı Şişesi)
Sahaya Rakı Şişesi Attılar
Galatasaray-Fenerbahçe maçında taraftarlar sahaya rakı şisesi attılar...
Fenerbahçe'nin 2-1 kazandığı Galatasaray maçında, Galatasaraylı taraftarlar maç boyu sahaya para, çakmak vb. eşyalar attı.. Ancak maçın son dakikalarında hızını alamayan bazı taraftarlar sahaya rakı şisesi attı. Kaleci Volkan'ın koruduğu kalenin arkasından atılan şişe az farkla Volkan'ın başının hemen yanından geçti..




(Örtbas edilemedi, bir sonraki maç Trabzonspor maçı oldugu icin gecikmeden saha kapama cezasi verildi. Rakı şişesinin localardan atıldığı tespit edilmesine rağmen, atan şahıs (Mehmet Aslan olduğu söylentileri var) teşhis edilemedi!)
Kültür-5 (florya meydan dayağı)
U-17 liginde oynanan Galatasaray - Fenerbahçe derbisinde Fenerbahçe'li oyunculara saldırıldı
Galatasaray-Fenerbahçe 17 yaş altı maçı çıkan olaylar nedeniyle yarıda kaldı. Çıkan olaylarda 2 oyuncunun burnunun kırıldığı, 13 futbolcunun da hastanede oldu. Florya Metin Oktay Tesisleri'nde oynanan maç, çıkan olaylar nedeniyle iptal edildi.

G.SARAY'DAN AÇIKLAMA: Bugün Florya Metin Oktay Tesisleri’nde oynanan Galatasaray – Fenerbahçe U17 Ligi maçı, ilk yarı sonunda kontrolümüz dışında gerçekleşen saha olayları nedeniyle tatil edilmiştir. Yaşanan bu tatsız olaylardan dolayı Fenerbahçe U17 Takımı'na geçmiş olsun der ve Fenerbahçe Camiası'na üzüntülerimizi bildiririz.

FENERBAHÇE'DEN KINAMA:  U-17 Akademi Ligi’nde Kulübümüz U-17 takımı ile Galatasaray Kulübü Takımı’nın Florya Metin Oktay Tesisleri’ndeki karşılaşmasında son derece üzücü olaylar yaşanmıştır.

Karşılaşmanın 1-1 sona eren ilk yarısı sonunda bazı kendini bilmez ve taraftar demeye dilimizin varmadığı kişiler sahaya inerek sporcularımıza saldırmışlardır. Bakırköy Devlet Hastanesi’nde tedavi altına alınan futbolcularımızdan birinin burnunun kırılmış olduğu diğerlerinin de çeşitli yerlerinden yaralanmış ve darp edilmiş oldukları görülmüştür. Sporcularımızın tedavileri hastanede devam etmektedir. Tüm sporcularımıza geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz. Bu arada Kulübümüz avukatları ve yetkilileri ile derhal olaya müdahale etmiştir.  Çocuklarımızın spor yaptığı bir alanda dahi çirkin yüzlerini gösteren bu kişileri şiddetle kınıyoruz.

Fenerbahçe Spor Kulübü olarak söz konusu olaya karışan tüm şahısların yakalanması ve cezalandırılması adına gerekli girişimleri yapıyoruz ve yapacağız. Kulübümüz bu çirkin olaya karışanların cezalandırılması adına gerek hukuki gerekse Türkiye Futbol Federasyonu nezdinde her türlü girişimde bulunacaktır.

Bu spor canavarlarının cezasız kalmaması adına konunun sürekli takipçisi olacağız. Kamuoyunun da bu kişilerin saklanmaması ve hak ettikleri cezaya çarptırılmaları adına konuya hassasiyet göstereceğine eminiz. Galatasaray Kulübü yönetimi de olay anından itibaren söz konusu şahısların yakalanması adına gerek kulübümüz gerekse emniyet güçleri ile sürekli temas halindedir ve çalışmalar yürütmektedir.

YARALI OYUNCULAR TABURCU OLDU
U 17 Akademi Ligi'nde Galatasaray ile Fenerbahçe arasında oynanan maçta çıkan olaylar sonucunda yaralanan sarı - lacivertli futbolcular, Bakırköy Devlet Hastanesi'nde gördükleri tedavi sonrası taburcu oldu.

Fenerbahçe U17 takımı oyuncularından hastane önünde arkadaşlarının tedavilerini bekleyen diğer futbolcular yaptıkları açıklamada, Galatasaraylı taraftarların maç içinde sahaya girdiklerini belirterek, "Çıkan olaylar sonucu iki arkadaşımızın burnu kırıldı. Arkadaşlarımızın hayati tehlikesi bulunmuyor" ifadelerini kullandılar.

Bu arada genç futbolcular açıklama yaparken, teknik heyetten oyunculara açıklama yapmamaları yönünde uyarılar gelmesi dikkat çekti. Öte yandan burnu kırılan futbolcuların, Koray Gülsüm ve Serdar Yazıcı olduğu kaydedildi.
İlgili Video

Kültür-6 (Sulu maç)
(Saha kapama verildi, Polislere saldıran ve bir polisin kör olmasına neden olan kültürlü güruhlar bir kaç ay sonra serbest bırakıldı.)
Kültür-7 (atletizm lisans skandalı)
Yine Galatasaray yine skandal!
Arkadaşının lisansıyla iki ayrı yarışa katılan Galatasaraylı atlet Turgay Levent ile antrenörü Hasan Özbakır, pistlerden altışar ay men edildi. Aslan'da daha önce de basketbolcu Cemal Nalga, cezalı olduğu maçta takım arkadaşı Tufan Ersöz'ün formasıyla oynayınca parkelerden iki yıl men edilmişti.
Atletizm Federasyonu Ceza Kurulu'nun 23 Eylül'de yaptığı toplantıda, 5-6 Haziran'da İstanbul'da yapılan Gençler Ligi Eleme müsabakaları ile 2-3 Temmuz tarihlerinde Trabzon'daki Yıldızlar Ligi Finalleri'nde, Galatasaraylı atlet Mert Baş'ın yerine yarıştırılan Turgay Levent ve Galatasaray Kulübü ile antrenör Hasan Özbakır hakkındaki dosya incelendi.
Ceza Kurulu'nca yapılan incelemenin ardından, atlet Mert Baş'a ceza verilmesine gerek görülmezken, her iki yarışta da Baş'ın lisansıyla piste çıkan Turgay Levent'e, 7 Eylül'den itibaren geçerli olmak üzere altı ay yarışmalardan men cezası verildi.
Antrenör Hasan Özbakır da sporcusunu bir başka atletin lisansıyla yarıştırmak suretiyle federasyonu yanılttığı gerekçesiyle altı ay müsabakalardan men edildi. Özbakır'ın ceza süresi de 7 Eylül tarihinde başlatıldı.
Galatasaray Spor Kulübü ise konuyla ilgili gerekli araştırma ve özeni göstermemesi nedeniyle ve objektif sorumluluk kuralları uyarınca, bir ay yarışlardan men edildi. Sarı-kırmızılı kulübün cezası 23 Eylül tarihinden itibaren geçerli sayılacak.
Akıllara Cemal Nalga'yı getirdi!
2009 yılında da benzer bir skandal basketbolda yaşanmıştı. Galatasaray'ın EnBW Ludwigsburg ile yaptığı hazırlık maçında cezalı olan Cemal Nalga, takım arkadaşı Tufan Ersöz'ün formasını giyip sahada yer almıştı.
Olayın su yüzüne çıkmasının ardından Türkiye Basketbol Federasyonu, sarı-kırmızılı ekibi oyuncunun forma giydiği maçlarda hükmen mağlup sayıp, lige -5 puanla başlamasında karar kılmıştı.
Cemal Nalga da TBF tarafından iki yıl basketboldan men edilmişti.
Kültür-8 (Dünya tarihinde bir ilk, Tufan Ersöz/Cemal Nalga, "bir formada iki oyuncu")
Galatasaray'a Cemal Nalga şoku
Galatasaray Cafe Crown'ın, 5 maç ceza verilen Cemal Nalga'yı hazırlık maçlarında takım arkadaşı Tufan Ersöz'ün formasıyla oynattığının belirlenmesinin ardından Türkiye Basketbol Federasyonu, bugün yaptığı tebligatla Galatasaray Kulübü, Galatasaray Cafe Crown takımı teknik heyeti ve Cemal Nalga'yı acilen sözlü savunmaya çağırdı.
Söz konusu kişilerin ve kulübün yarın ve en geç cuma günü ifade vermesi gerekiyor.
Edinilen bilgiye göre, tespit edilen olayın aslının açık bir sahtekarlığa neden olduğu, bu nedenle Galatasaray'ın ligden ihracının bile söz konusu olabileceği gündeme geldi. 
Tedbirli olarak ceza kuruluna sevkedilecek Cemal Nalga, cuma günü oynanacak Efes Pilsen maçında forma giyemeyecek.
Galatasaray'ın Almanya'da maç yaptığı Frankfurt Skyliners takımının antrenörü Murat Didin'in Türk olması ve lisanslarının TBF'den verilmiş olması, bu antrenörlerin de ceza almasına kadar gidecek. Ayrıca söz konusu suistimale adı karışan, evrakta sahtecilik yapan kulüple alakalı ne kadar kişi varsa en ağır cezanın verileceği öğrenildi.
Cemal Nalga'nın da bu işe bilerek alet olması, bu basketbolcunun ömür boyu ceza almasını da gerektirebilecek.
(Ne mi oldu, tabi ki ligden ihraç edilmediler. Nalga'nın cezasını doldurmadan oynadığı 5 maçta hükmen yenik ilan edildiler ve -5 puanla lige başladılar. Lig boyunca aldıkları puanlar kümede kalmaya yetmeyince, -5 puan iade edildi ve kümede bırakıldılar. Kabak Nalga ve Ersöz'e patladı.)
Kültür-9 (kayıp 1,5 milyon $)
G.Saray'ı korkutan mektup
G.Saray eski Başkanı Adnan Polat’ın çevresindekilere, “Bülent Tulun, Sasa İliç transferinden 75 bin Euro cebe indirdi” şeklindeki söylemleri üzerine Tulun, kendi el yazısıyla ima ve tehdit kokan bir mektup kaleme aldı.

F.Bahçe, Beşiktaş ve Trabzonspor’un ardından G.Saray’ın da adının karıştığı operasyonda dün sarı kırmızılıları heyecanlandıran gelişmeler yaşandı. Soruşturma kapsamında ele geçirilen ve G.Saray Sportif Direktörü Bülent Tulun’un dönemin G.Saray Kulübü Başkanı Adnan Polat’a yazdığı üstü kapalı tehdit ve imalı sözlerin bulunduğu mektup, sarı kırmızılı yöneticilerin 2006 yılında oynanan Denizli-F.Bahçe maçında Denizlispor’a teşvik primi verdiği yönündeki iddiaları gündeme getirdi. Savcı, mektubu yazan Tulun ve Polat’ın evlerinde, kulübün Florya’daki tesisleriyle Türk Telekom Arena Stadı’nda mektupta yer alan kulübün ödediği 1,5 milyon dolarla ilgili makbuzları aradı. Sarı kırmızılıları heyecanlandıran ve bir o kadar da korkutan dünkü aramalar, gazeteciler Lube Ayar ve Tahir Kum’un ifadeleriyle ilişkiliydi. İşte 2006’dan günümüze uzanan gelişmeler ve yaşananlar...

Polat ifadeye çağrıldı

Lube Ayar’ın ifadesiyle başladı

Şike iddialarıyla ilgili soruşturmanın G.Saray’a uzanması, gazeteci Lube Ayar’ın emniyette ifade vermesiyle başladı. F.Bahçe Başkanı Aziz Yıldırım’la telefon görüşmesi tespit edilen Ayar, emniyete çağırılarak bilgisine başvuruldu. Lube Ayar ifadesinde 14 Mayıs 2006’da oynanan ve F.Bahçe’nin Denizlispor deplasmanında şampiyonluğu kaybettiği maçla ilgili çok ilginç iddialarda bulundu. Ayar o dönem çalıştığı gazeteye söz konusu maçta şike yapıldığına ilişkin belge geldiğini ancak gazetenin yayınlamadığını söyledi.

Tahir Kum mektubu polise verdi

LUBE Ayar’ın belgenin içeriği konusunda bilgi sahibi olmadığını ancak söz konusu belgenin aynı dönemde gazetenin spor servisinde çalışan Tahir Kum’a da geldiğini belirtmesi üzerine Kum, savcılık talimatıyla ifadeye çağırıldı. Emniyetteki ifadede Tahir Kum’a içeriği bilinmeyen söz konusu belge soruldu. Bunun üzerine Kum, G.Saray Sportif Direktörü Bülent Tulun’un G.Saray eski Başkanı Adnan Polat’a 2007 yılında yazdığı mektubu polislere verdi. Tulun’un, “Sayın Başkanım” başlığıyla kendi el yazısı ile hazırladığı mektupta üstü kapalı tehditlerin ve imalı sözlerin bulunduğu tespit edildi.

Umarım G.Saray menfaatleri için kullanılmış olsun!

BÜLENT Tulun mektubunun giriş kısmında, 2006 yılında Sırp futbolcu Sasa İliç’in G.Saray’a transfer edilmesinin ardından Adnan Polat’ın çevresindekilere, “Tulun bu transferden 75 bin Euro cebe indirdi” şeklinde söylemlere tanık olduğunu anlatarak önce sitemlerini belirtti. Tulun kendi el yazısıyla özenle hazırladığı mektubun sonuç kısmını ise üstü kapalı tehditte bulunarak şöyle tamamladı:

“Umarım 2006 Mayıs ayında şoförünüzün (Mustafa Kabasakal) iki parti halinde kulüpten makbuz imzalayarak aldığı 1,5 milyon ABD doları GALATASARAY MENFAATLERİ için kullanılmış olsun. Söz konusu makbuz kopyaları bende mevcuttur.”
Tehdit dolu imaların bulunduğu mektubun son satırlarında, “Galatasaray menfaatleri” yazısının özellikle büyük harfle yazılması dikkat çekti.

Makbuzların fotokopisini teslim etti

GALATASARAY Kulübü Sportif Direktörü Bülent Tulun, söz konusu mektubu kendisinin yazdığını kabul ederken, orijinalini ise sakladığını belirtti. Daha sonra mektubun orijinalini evde sakladığı çekmeceden çıkararak polislere veren Tulun, toplam 1.5 milyon dolarlık iki ayrı ödemenin makbuzlarına ait fotokopileri de teslim etti. Polis, daha sonra arama yaptığı Florya Metin Oktay Tesisleri’nde, Türk Telekom Arena Stadı’nda ve Adnan Polat’ın evi ile ofisinde söz konusu makbuzların orijinallerini aradı. Galatasaray’ın şampiyonluğu ile sona eren 2005-2006 sezonunda kulübün başkanlığını merhum Özhan Canaydın yaparken, Adnan Polat futboldan sorumlu yönetici, Bülent Tulun ise sportif direktör olarak 
çalışıyordu.

Polat ile Tulun’un yazışması Galatasaray’ı bağlamaz 

İkinci Başkan Ali Dürüst, “Kendi iç yazışmalarımızdan, bizim ku lübümüzde olan bir olay basına başka türlü yansıdı” dedi. 

Galatasaray İkinci Başkanı Ali Dürüst, kulübü sarsan mektup soruşturması ile ilgili olarak, “Adnan Polat ile Bülent Tulun arasındaki yazışmalar kulübümüzü bağlamaz. Bu aramaların Galatasaray Kulübü ile ilgisi yok” açıklamasını yaptı.

Kendilerine şike iddialarıyla ilgili herhangi bir soru sorulmadığını belirten Dürüst, “Kendi iç yazışmalarımızdan, bizim kulübümüzde olan bir olay basına başka türlü yansıdı. Gerekli evrakları güvenlik güçlerine verdik. Bunun şu anda futbolu ilgilendiren konuyla bir alakası yok” diye konuştu.

Sarı kırmızılı yönetici, “Bahsedilen evrak bulundu mu, verildi mi?” şeklindeki soru üzerine de, “Evrak verildi. Bahsedilen evrak orada. Galatasaray Kulübü’nün her şeyi açıktır zaten. Kendi iç yazışmamızdan dolayı yanlış anlaşılma oldu. Bunun ne olduğunu açıkladık” yanıtını verdi.

Dürüst ayrıca, Denizlispor’a teşvik primi verildiği iddiasına ilişkin soruya “Bu iddialarla ilgili bir olay değil. Biz olayların dışındayız” cevabını verdi. Mektupta sözü edilen 1.5 milyon doların o dönem takımda oynayan Rigobert Song’un transfer ücreti imiş gibi gösterdildiği iddiasını da Dürüst, “Song dahil, hiçbir eski ve yeni sporcumuzun adı geçmemektedir. Hiçbir kulüp çalışanı veya yöneticisi de şüpheli sıfatı ile yer almamaktadır” diye yanıtladı.

55. madde ne diyor?
Teşvik veren de küme düşer


Savcı Berk, yeterli delil ve bilgilere ulaşırsa, TCK’nın ‘nitelikli dolandırıcılık’ kapsamına giren maddelerini devreye sokacak. TFF’nin ise ‘küme düşme’ cezasını da içeren Disiplin Talimatı’nın 55. maddesini yürürlüğe sokması söz konusu.

ŞİKE soruşturmasını yürüten Savcı Mehmet Berk, Bülent Tulun’un Adnan Polat’a yazdığı mektup sonrası açtığı soruşturmada yeterli delil ve bilgilere ulaşması halinde, olayı 14 Nisan 2011 tarihinde yürürlüğe giren Sporda Şiddet ve Şike Yasası çerçevesinde değerlendiremeyecek. Ancak Berk, soruşturma kapsamında sorumlular hakkında TCK’nın “nitelikli dolandırıcılık” kapsamına giren maddelerini devreye sokacak. Aynı şekilde TFF’nin ise Disiplin Talimatı’nın 55. maddesini yürürlüğe sokulması söz konusu. Futbol Disiplin Talimatı’nın ‘’Müsabaka Sonucunu Etkileme’’ başlığında yer alan 55. maddesi şöyle: 

1-) Müsabakanın sonucunu hukuka veya spor ahlakına aykırı şekilde etkilemek veya buna teşebbüs etmek yasaktır. Bir futbolcuya veya kulübe teşvik primi verilmesi de bu kapsamdadır. 

2-) Bu hükmü ihlal eden kişiler, 1 yıldan 3 yıla kadar müsabakalardan men veya hak mahrumiyeti cezasıyla; kulüpler ise küme düşürme cezasıyla cezalandırılır. İhlalin ağırlığına göre küme düşürme cezasına ek olarak puan indirme cezası da verilebilir.

Hukukçu görüşü:
55. madde G.Saray için işletilemez


SPOR hukukçuları, TFF Disiplin Talimatnamesi’nin ‘şike yapan ya da teşvik primi veren kulüpler küme düşürülür’ hükmünü içeren 55. maddesinin G.Saray için işletilemeyeceğini savundu. Görüşler şöyle:
“Bu maçlar 2005-2006 sezonu ile ilgili. O sezon, herhangi bir inceleme için ertesi sezonun sonuna kadar süre tanınmıştı. Bu, sonrasında yapılacak itirazların zaman aşımına uğraması anlamına geliyordu. 30 Temmuz 2009’da yeni bir düzenlemeye gidildi ve 20 yıl geriye dönük inceleme yapılabilmesinin yolu açıldı. Bu düzenlemeden hareketle, 2005-2006 sezonundaki maçlarda şike ve ya teşvik tespit edilmesi halinde, küme düşürme cezasının uygulanma şansı olamaz. Çünkü, o sezonla ilgili olarak, ertesi sezonun sonuna kadar gerekli inceleme yapılabilir şeklinde düzenleme ile son kararın önüne geçilmiş durumda. ”

Ünsal: Polat, Tulun’la ilgili belgeden söz etmişti

G.SARAY’ın eski futbolcusu Hakan Ünsal, Adnan Polat ile Bülent Tulun’un arasının bozulmasına neden olan belge konusunda bir açıklama yaptı. Ünsal, bir uçak yolculuğunda Polat’ın kendisine, “Bir belge var; bu Bülent Tulun’u çok zor duruma sokar” dediğini söyledi. Ünsal söz konusu belgenin şike ya da teşvik primi ile ilgisi olduğunu sanmadığını da belirtip, “Bu çok büyük olasılıkla transferle ilgili bir belge” dedi.
Ne mi oldu?
Ali Dürüst: "Polat ile Tülün'ün konuşması bizi bağlamaz" (Sanırım ilgili kişiler o tarihte Galatasaray'da tuvalet sorumlularıydı(!))
Adnan Öztürk: "Biz o parayı Song'a verdik, makbuz Arena'ya taşınırken kaybolmuş, (Bak Allah'ın işine!) Song'a sorarsanız -kötü ayrıldık- yalanlayabilir."
Savcı: Takipsizlik(Meali; Uzaklar öyle istiyor, elimden bir şey gelmez)
Bunlar sadece yakın tarihten... 2007 öncesi zaten çoktan sindirildi ve unutturuldu. Bunu sağlayan liseli basına cok şey borçlu GS camiasi.. Efsane takımda çok emeği olan başta Haluk Ulusoy, Mesut Yilmaz ve Ahmet Güvener olmak üzere liseli basından Fatih Altaylı, Mehmet Ali Birand, Ali Kırca, Mehmet Arslan, İbrahim Seten, Serhat Ulueren, Hıncal Uluç, Turgay Demir, Barış Ertül, Ekrem Açıkel ve Mehmet Baransu.
Kültür-10 (Camia tarafından inkar edilmeyen, kabullenilen, övünç duyulan şike-teşvik-çirkinliklerden birkaç alıntı..)
Arif Erdem
"Lama" hagi
Malatya
Ankaragücü
Arif Erdem (2)
Göztepe
Bursa
Son olarak;
Bu aşağıdaki yazı bir Beşiktaşlı'nın 2003 yılında kaleme aldığı bir yazı. Ne kadar uzun olsada bir kere okumaya değer..
İNANILMAZ ama hepsi GERÇEK...
Cocukluk yillarim, babamin elinden tutarak maclara gidiyorum... Kombine biletler... Eskiden kombine biletler kulupler tarafindan degil, beden terbiyesi mudurlugu tarafindan hazirlatilip  satilirdi... Sadece numarali tribun kombinesi olurdu... Ve Besiktas-Fenerbahce Galatasaray'in butun maclarinI kapsardi... Butun maclar o zamanki adiyla Dolmabahce stadinda oynanir, bizler de futbol asigi olarak butun maclara giderdik...
1971- 72 -73 yillari Galatasaray 3 sene ust uste sampiyon oluyor...Antrenorleri Ingiliz Brian Birch Aliskin olmadigimiz yumruk showla tanistirmisti tribundekileri... Galatasaray takimi da sahaya cikar, hocalarindan gorduklerini uygular, ayni anda yumruklarini havaya kaldirirlardi... Hircin, sert futbol oynatan bir Ingilizdi... Yasin, Tarik, Bulent, Enver, Muzaffer, Tuncay, B. Mehmet, Cilli Mehmet, Metin Kurt, Gokmen ve digerleri... Sert ve hircin bir futbol oynarlardi...
Hocalari sahada fotomuhabiri kovalar, fotograf makinalarini kirarak olay cikartacak,talebeleri bir macta numarali tribune tirmanarak (yanlis hatirlamiyorsam $evki ve Gokmen'di...) seyirci kovalayacak kadar hircindi... Oynayarak kazanmislardi sampiyonlugu... Kimse gikini cikarmamisti... Eller uzatilmis, tebrik edilmisti sampiyonluklari...O zamanlar numarali tribunde karisik otururdu taraftarlar...Her seye ragmen biraz daha saf, biraz daha spor doluydu Musabakalar... Sonralari uzun yillar sampiyon olamadi (14 yil) Galatasaray...
Onceleri Fenebahce, sonra Trabzonspor'un altin yillari, ardindan Besiktas...Galatasaray sampiyon olamiyordu... Bir futbolcu transfer etmislerdi Adanademirspor'dan, 3 yil ust uste sampiyonluklarinin ardindan; Fatih.. Fatih Terim'in gelmesiyle tesaduf mudur, sans midir, ugursuzluk mudur?...bilinmez.. Oynadigi yillar boyunca sampiyonluk yuzu goremedi Galatasaray... Iyi bir defans oyuncusuydu Fatih, ama sevilmezdi.. Bir kabadayi edasiyla oynardi futbolunu... Yanlis hatirlamiyorsam bir Mersinidmanyurdu macinda, Mersin atagina ofsayt kaldirmayan yanhakemin uzerine yurumesini, tartaklamasini, hirsini alamayip bir de hakemin yuzune kocaman bir tukuruk gondermesini unutamiyorum...
Simdiki talebeleri Bulent-Vedat karisimi bir seydi yani... (Kiziyoruz ya bizi, tukuren, isiran, dirsek atan futbolcularini korumasi, kendisi futbolcuyken aynilarini yapardi, ona gore normal olmali...!) Son senesinde hakeme fiili saldiridan oyle bir ceza almasi gerekiyordu ki, o cezayi alsaydi, kurallara gore teknik direktor olma hakki yok oluyordu, allem ettiler, kallem ettiler cezasini indirdiler, jubilesini yapti, kurslari bitirdi, calistirici oldu...
80 yillarin ortalari... Turkiye hizli bir degisime ugruyordu... Hizli ve apar topar bir sekilde liberal ekonomiye gecis, beraberinde degisen deger yargilari ve ahlaki degerleri de getiriyordu... Ve hala Galatasaray sampiyon olamiyordu.... Ama hizla degisiyordu yonetici profilleri, yonetim anlayisi yavas yavas ele geciriyordu sari kirmizili camiayi...Ne kanun taniyordu ne nizam bu anlayis... Ne hak gozetiyordu, ne hukuk... Ariyordu, buluyordu kurallardaki bosluklari... Felsefeleri yavas yavas belirginlesiyordu:"Ben Yaptim Oldu! Basari icin her yol mubah!.. Yapanin yanina kar kalir!"
VE TURK SPORUNDA ILKLER PES PESE SIRALANIYOR, PARAM PARCA OLUYOR SPOR AHLAKI, SARI KIRMIZILI CIZMELER ALTINDA....
Mirsad Kovacevic, yabanci kontejaninin dolmasindan dolayi, oynayamiyor Besiktas'ta... Ama bonservisi Besiktas'ta... Amatorluge donuyor Kovacevic, 1 hafta icinde Galatasaray PAF takimina transfer oluyor, 1 mac  oynuyor gencler liginde, begenilerek (!) A takim kadrosuna aliniyor: Ve ta ta taaa: karsinizda Turk statusunde oynayan Mirsad Gunes... Sonralari bir kac gunde Turklesen Fransiz milli takim oyuncusu, Didier Six, Dundar Siz olarak top kosturuyor Galatasaray'da... Inanilmaz sekilde deliniyor kurallar, kural oyucularin dusunemedikleri seytanliklar, bir bir uygulamaya geciliyor...Yabanci milli takimlarda oynayan cifte pasaportlulari da Turk statusunde oynatmayi basariyorlar sonralari... O kapiyi da aciyorlar ardina kadar... Isvicre milli takimi oyuncusu Kubilay Turkyilmaz, Turk statusunde oynayiveriyor liglerimizde...(Piskinligi de elden birakmiyorlar bir yandan... Kendi actiklari yolda ilerleyen ve yabanci yasaklarini delen Fenerbahce'yi de elestiriyorlar bir taraftan....Yalandan...yalandan....)
Yil 1987 Galatasaray basketbol takimi... Ligdeki butun takimlar tek yabanci ile oynuyor... Galatasaray'in kadrosunda oynayan dort isim: Iziç , Michael Sceorse, Paul Dawkins , Calvin 1'i haric digerleri Turk vatandasi yapilivermis, basketbol sube sorumlusunca...Yillarca sampiyon olamamislar basketbolde de... Ve her sey ayarlanmis sampiyonluk icin...Kurallar delik desik edilmis... Basketbol federasyonu caresiz...Diger kulupler itiraz ediyor ama, isi kitabina uydurmus seytanlar...Ve caresizlikle bir sonraki sene icin yeni bir kural koyuveriyorlar...(Sahaya cikan 10 kisilik kadroda Turk Milli takiminda oynamaya haiz en az 9 oyuncu bulunma zorunlulugu getiriyorlar...) Omer Buyukaycan ' i taransfer etmis o sezon Galatasaray...Inanilmaz sekilde... Omer Buyukaycan'in transferi mumkun degil... Ancak bir kural var enteresan: "Egitim dolayisiyla "istedigi okulun takimina serbestce transfer olabiliyor oyuncu... O zamanki Galatasaray basketbol sube sorumlusu buluyor yolunu,Ankara'da "Ayse Abla Spor Kulubu"diye bir kulupten lisans cikariyor Buyukaycan, 'Ayse Abla Spor Kulubu"....dalga gecermis gibi futursuzca... Tesaduf bu ya, kisa bir sure sonra, "Ayse Abla Spor Kulubu"olaganustu kongreye gidiyor, ve kongresinde aldigi olaganustu bir kararla, Galatasaray kulubuyle birlesmeyi kararlastiriyor..
Boylece Omer Buyukaycan Galatasarayli oluveriyor... Bak su Allahin isine...! O sene Besiktas basketbole buyuk yatirim yapmis... Iyi bir kadro kurmus..Efe Aydan, Erman Kunter Besiktas'ta forma giyiyorlar... Ve Besiktas-Galatasaray finale kaliyor sonunda... Gozleri fildir fildir donen, konusurken gerdan kiviran Galatasaray basketbol subesi yoneticisi, isini saglama aliyor..Ve bir kez daha spora ahlaksizligi ve sikeyi bulastiriyor.. Besiktas'in tek ABD lisi James Bullock'a 10 Bin Dolar veriyor, satin aliyor Amerikaliyi... James Bullock aldigi paranin hakkini veriyor, ilk final macinda sahada kavga cikariyor, ama sadece tek mac ceza alacagini biliyor, ne olur ne olmaz diye sahadan atildiktan sonra saga sola saldiriyor ve 2 mac ceza aliyor...Yabancisiz Besiktas, bol "Turklestirilmis" yabancili Galatasaray'a boyun egiyor, ve Galatasaray sampiyon oluyor.... (Bu olay daha sonralari butun acikligiyla, Ahmet kurt'un yayin yonetmenligini yaptigi "Basket"dergisinde yayinlanan bir roportajda rahmetli Aydan Siyavus tarafindan butun acikligiyla anlatiliyor...)
Hatirladiniz mi o meshur basketbol subesi yoneticisini? Hatirlayamadiysaniz adi FARUK SUREN.... Baskanlik yapmisti Galatasaray'da!!! O sene sampiyon olan Galatasaray takimi kaptani Turgay Demirel ise su anki Basketbol Federasyon baskanimizdan baskasi degil... Ve 1986-87 futbol sezonu, bir utanc yili, tesvik, doping gibi kavramlarin ayyuka ciktigi, resmen satin alinmis bir sampiyonluk.... Bir kac yildir surdurulen araliksiz calismalar artik meyvesini vermeye baslamis, kose baslarina adamlar yerlestirilmis, ne yapilacak ne edilecek 14 yildir sampiyonluk yuzu gormeyen Galatasaray sampiyon yapilacak....
Federasyon baskani, bos zamanlarinda gidip de  Galatasaray antremani seyreden bir baskan: Eski Galatasaray baskani Ali Uras, federasyon baskani olmus.. Merkez hakem komitesi kararlarinda soz gecirilir olmus..Basinda malum sari kirmizili kaskollu yazar ve yandaslari kamuoyu olusturmaya, olaylari kendi gozlukleriyle empoze etme ugrasi icindeler... Buna ragmen, 2 puanlik sistemde oyanan ligde, son 3 haftaya girilirken Besiktas 2 puan onde, buyuk bir avantaj yakalamis durumda.... Malatyaspor'la oynuyor Besiktas o hafta...
 VE TURK FUTBOL LITARETURUNE ILK KEZ DUYACAGIMIZ BIR KAVRAM DAHA GIRIYOR: 'TESVIK PRIMI"
Haftanin basi, 19-5-1987 tarihli "Hurriyet" spor sayfasinin manseti: GALATASARAY'IN BUTUN UMUDU MALATYASPOR'DA
Hala matematiksel olarak sampiyonluk sansi tasiyan sari-kirmizililarin, Besiktas'i yenmesi durumunda Malatyaspor'lu futbolculara toplam 32 Milyon lira tesvik primi verecegi iddia edildi. Buna gore maci kazandiklari taktirde oynayan ve yedek kulubesinde oturan Malatyaspor'lu futbolcular 2'ser milyon lira alacaklar...Mac gunu, 24-5-1997 tarihli "Cumhuriyet " gazetesinde Hilmi Turkay imzali yazi: KENT BIR GUNLUGUNE GALATASARAYLI Kent bir gunlugune Galatasaray'li oldu. Kaldigimiz iki gun boyunca hep "Para"konusuldu kentte..Simitcisinden kasabina kadar herkes agzinda ayni seyleri mirildaniyordu. Galatasaray'in adam basi 3'er milyon ve bu tesvik pirimine gecenin gec saatlerine dogru birerde Dogan marka otomobil eklendi. Arabalari verecek kisinin Ergun Gursoy oldugu soyleniyor... (Olaylarin daha iyi kavranabilmesi icin bir aciklama getireyim. Malatyaspor yonetiminin o mac icin butun takima vaadettigi galibiyet pirimi toplam 600 Bin liraydi... Galatasaray kulubu ise oyuncu basina, butun takima onerilen pirimin 5 mislini veriyordu.. "Dogan"marka oto, o yillarda otomobil ithalinin kisitli oldugu ulkemizde son derece kiymetliydi...Boyle bir araba sahibi olabilmek icin Tofas'a parasini yatiriyor, 4 ile 6 ay bekledikten sonra otonuzu teslim alabiliyordunuz...)
Ve Turk Futbolunda bir UTANC senaryosu Malatya'da sahneye konuyordu. Malatyaspor'a Derwall tarafindan Almanya'dan ozel olarak getirilen "doping igneleri"nin teslim edildigi basinda alenen yaziliyor, futbol kamuoyunda konusuluyor, ama Ali Uras fedarasyonu olaylari sadece izlemekle yetiniyordu(!!!) Yapilan duyurulara ve sikayetlere federasyon kulaklarini tikiyordu.. ne bir doping kontrolu ne de bir sorusturma yapilmiyordu... Agzindan salyalar akitacak kadar gucune guc katmis Malatyasporlu futbolcular, Besiktas'a 1-0 galip geliyor ve puanlar esitleniyordu... (Ancak Besiktas'in averajla liderligi suruyordu....) Olaylar o kadar cirkin, o kadar UTANC verici ki, basina kolay kolay demec vermeyen baskan Seba bile patliyor: 27-5-1987 tarihli "TERCUMAN"gazetesi, Bulent Kigan imzali haber: "LANET OLSUN BOYLE LIGE !" Sonunda Seba patladi: Turk futbolu bir takim cirkin olaylarla bir seviyeye gelecekse lanet olsun boyle lige! Acikca yapilan cirkef olaylar neden hala telakki edilemiyor? Takim cikarmakta bile gucluk ceken ekipler, bizimle karsilastiklarinda adeta aslan kesiliyorlar. Genclerbirligi ile yaptigimiz lig macindan once Genclerbirligi antrenorune (Metin Turel) gelecek sezon Galatasaray'i calistirmasi icin teklifte bulunuldugu ogreniliyor. Sampiyonluk yarisinda bizi celmeyecek takimlara, 'TESVIK"adi altinda super pirimler dagitiliyor. Besiktas'a karsi donen entrikalara artik dur demenin zamani geldi." Yine 27-5-1987 tarihli "GUNES"gazetesinde yazar Faik Gurses, "IGNE, PARA, ARABA. SONRA SAMPIYONLUGA" baslikli yazisinda olaylari bir bir yaziyordu...Ayni gun (27 Mayis 1987) tarihli "HURRIYET " gazetesinde ise Metin Keceli'nin sozleri Onur Belge imzasiyla yayinlaniyordu: 'Bu ne futbol cirkinligidir? Yeter artik, girtlagimiza kadar geldi. Her sey alenen cereyan ediyor..Gazetelerde yaziliyor. Gerekli merciler neden bir sey yapmiyor?" Gercektende her sey spor kamuoyunun gozleri onunde ceryanediyor, Ali Uras fedarasyonu ise kulaklarini tikamis, gozlerini yummus, kilini bile kipirdatmiyordu... Bir sonraki hafta Denizlispor karsilasmasinda da, ayni utanc verici senaryonun ikinci perdesi sergileniyordu... Aradaki tek fark, formul kisaltilmisti, "IGNE + ARABA "olarak uygulanmisti...Bir hafta evvel "Dogan"lar fazla goze batmis olmaliydi... Macin bitimine 5 dakika beraberlik golunu atan Denizlisporlu oyuncularin, mac bitiminde bizlerin $a$kin bakislari arasinda sampiyon olmus gibi sevinmelerini, taklalar atmalarini, oradan oraya kosusturarak birbrlerine sarilmalarini ve butun bu hareketleri yaparken sanki hic mac oynamamis kadar dirilikte (!!!) olmalarini unutamam....
Galatasaray boylece 1 puan one geciyor, ondan sonraki hafta, UTANC senaryosunun son perdesini sahneye koyuyor, Eskisehir'le ASY de yaptigi macta, Prekazi serbest vurus sirasinda sirpca olarak Eskisehir kalecisi Zalad'a topu atacagi koseyi bildiriyor, (bu olay tesadufen Sirpca bilen Eskisehirli gocmen futbolcu tarafindan macin hakemine iletiliyor ama hakem orali bile olmuyordu) Zalad topun gittigi koseye atlamiyor, Eskisehir'i yenen Galatasaray 14 sene sonra Sampiyon oluyordu..... 2 Puanlik sistemde, Galatasaray 1 puan farkla, butun degerleri ve kurallari delik desik ederek, sampiyon oluyordu...Baskanlari Ali Tanriyar TV kameralari karsisinda tam kendisine yakisan lafi ediyordu: "Seni sevmeyen ölsün! " "BASARI ICIN HER YOL MUBAHDIR" ilkesi Galatasaray'in sportif anlayisinda zirveye yerlesiyordu...(Bu arada meshur hakem AHMET AKCAY'dan bahsetmeden edemiyecegim... Akcay o sezon yonettigi Ankaragucu-BESIKTAS karsilasmasinda, ne isi varsa kale diregine 4 metre mesafede duruyor, 85. dakikada Ankaraguclu oyuncunu cektigi sut tesadufen (!!!) hakemin omuzuna carparak yon degistiriyor ve Besiktas aglariyla bulusuyordu. Maci 1-0 kaybeden Besiktas 1 puani Ankara'da birakiyordu... Ayni hakem Eskisehir- Galatasaray macinda , Yusuf'un kalecinin elindeki topu faulle alip aglara gondermesine gol karari veriyor, televizyon goruntuleri uzerine, "Gozume kar suyu kacti, goremedim ! "seklinde kendini komikce savunuyordu... 1 puan ordan, bir puan burdan, sampiyonu belirleyen hakem olarak tarihe geciyordu....)
Artik Turk futbolunda kanunlar kurallar terkedilmis, minareyi calan kilifini hazirlamis, yapanin yanina kar kalir olmustu..1988 senesinde Hile, hurda transfere bile karistirilmis, Besiktas-Fenerbahce kupa finali oncesi, Fenerbahceli Hasan, Ergun Gursoy tarafindan kacirilmis, maclar bitmeden transfer edilen bu oyuncuya, gudumlu federasyon ses cikaramamisti.. 93 sampiyonlugunu ve UTANC verici 8-0 lik maci ise, genc arkadaslar da hatirliyordur herhalde...O yuzden kisaca gecistirecegim..Skor uzerinde anlasarak yapilan sikelerde, en zor gerceklestirilen gollerin yenilecegi dakikalari tespit etmektir...Evet liglerimizde bir cok farkli skorla biten mac oynanmis, ama dikkat ederseniz bu maclarda oyun genellikle 70.dakikadan sonra kopmus, yenik durumda olan takimin direncinin tamamen kirilmasinin ardindan,fark artmistir. Bu yuz karasi macta ise, Zalad denilen ahlaksiz, golleri ne zaman yiyecegini ayarlayamamis, 70.dakikada skor 8-0 oluvermistir... Sonrasi al gulum, ver gulum.... Enteresan tarafi bu macin ardindan Zalad apar topar Turkiye'yi terketmis, bonsevis sahibi Ankaragucu takimi ise kendisinden hic bir sey talep etmemistir...! Satin aldigi sampiyonlugunun ardindan Galatasaray, sampiyonlar ligi elemelerine katilan ilk Turk takimi olma unvanini hakkiyla (!!!) eline gecirmistir.
Sonraki yillarda olan olaylari, Vahap Beyazlari, Ahmet Cakar'lari hepimiz hatirliyoruz umarim.... Yalniz traji-komik bir mapeza hadisesi var, hatirlatmadan gecemiyecegim. Galatasaray-BESIKTAS lig maci ASY'de... Kubilay Turkyilmaz profesyonelce Riza'yi cekistirerek kendini yere birakiyor,hakem Bulent Yavuz pozisyonu yutuyor(!!!)... Penaltiyi kullanan Mapeza, golu attiktan sonra, kapali tribundeki Besiktas seyircisine kosuyor ve yeni aldigi KOL SAATINI gosteriyor....Kapali tribun o macta ilk defa bir demir kafes ile 2 ' ye ayrilmis. 3000 civari bilet satilmis Besiktas seyircisine, ancak kasitli olarak 1000 kisilik yer ayrilmis, "TUVALET YOK O KISIMDA, SU VE YİYECEK YOK"...Bir de bunun uzerine Mapeza'nin agir tahriki...... Seyirci cildiriyor....Koltuklari sokup sahaya atiyor...SONUC:· Besiktas'a para ve 1 mac saha kapatma cezasi... Mapeza hakkinda Galatasaray kulubunun, "Oyuncumuz Turkiye'nin yabancisidir. Renkleri karistirmistir. O tribunu Galatasaray tribunu zannetmistir " konulu savunmasi kabul ediliyor...Ve Mapeza'ya ceza verilmiyor...(!!!) Bu arada Merkez hakem komitesi baskanlari, TFF baskanlari birbiri pesin sira, 'Galatasarayli "olduklarini ilan ediyorlar, acikca....
"BASARI ICIN HER YOL MUBAH"
Artik Galatasaray'in vazgecilmez yonetim politikasi olmustur... Kose baslarini ele gecirme politikalarinin yani sira, kendilerine rakip olacak, yollarina tas koyacak kisiler ve kurumlar uzerinde de, bilincli bir yipratma politikasi izlenmistir son senelerde... Ertugrul, Alpay, Sergen, Oktay ve digerleri....Hatirlayin bakalim, transferlerine hangi kulup girdi surekli? Hangi kulup surekli zarara ugratti kulubumuzu....? Hangi kulup yukseltti fiyatlari durmaksizin? Sadece bizim transferlerimizi mi? Tabii ki hayir... Fenerbahce'nin alacagi veya sozlesme yenileyecegi futbolcularin da fiyatlarini arttirmadilar mi surekli...? Menfaatlerine aykiri gordukleri rakip kulup baskanlarina, rakip kulup baskan adaylarina medyasiyla, gudumlu yazarlariyla, satilik kalemsorleriyle saldirmadilar mi surekli?
Rakip kuluplerin secim kongrelerine burunlarini sokacak kadar ipin ucunu kacirmadilar mi? Doping kullanan oyuncularini, cocuklarin bile Eczanelerden alabildikleri A-ferin ilaci kullandi seklinde komik sekilde savunanlar ve buna inanan safdiller.... Inanabiliyor musunuz sadece A-ferin denilen basit bir ilaci, husn-i niyetiyle bir kullanacak, oyunculari 6 ay ceza alacak ve Galatasaray kulubu bu cezayi olgunlukla kabul edecek... Cenaze marsi cal, klasik muzik caldik diye kendini savun... Doping yap, grip ilaci aldim diye kamuoyunu yanilt... Gecin bunlari...gecin... Komik oluyorsunuz!! Taktik hep ayni... 15 senedir degismedi.... Kendine rakip olabilecekleri, menfaatine engel olanlari, UTANC verici gecmisinle yuzlestireni, KOTULE, SALDIR, hic bir sey yapamazsan IFTIRA AT... nasil olsa hala yaptiklarina seyirci kalabilecek safdiller bulunur bir yerlerden !!! Sarilirsin hemen, "Spor kardesliktir..." "Nedir bu anlamsiz dusmanlik...?" "Hepimiz kardesiz, bizler Turk milletini temsil ediyoruz...!" teranelerine.. YAPTIKLARIN ve YAPACAKLARIN YANINA KAR KALIR....
Sampiyonlugunu haftalar once garantilemis olmasalar, gorurdunuz donen dolaplari, hakem oyunlarini, tesvik primlerini... Centilmenlik anlasmasi yaptilar bu sene diger buyuklerle... Nedense kadrolarindaki futbolcularinin tamamina yakininin sozlesmesinin bittigi ve transfer butcelerinin olmadigi bir zamana rastladi centilmenlesmeleri... Bir yoneticimize sormustum 1-2 hafta evvel, "Bu centilmenlik anlasmasina guveniyor musunuz?" Yoneticimiz: "Siz olsaydiniz guvenir miydiniz? " seklinde soruya soruyla cevap vermisti... Aslinda bu soru icinde anlamini da gizliyordu.... ASY'de rakip takimlara kurduklari kumpas, tekme, tukuruk, cift dalma, dirsek atma, isirma..Ve gecici korluk yasayan hakemlerin talihsizlikleri, istemeden pozisyonlari kacirislari...!
Iste Fatih'in aslanlari.... "Efendim, Fatih hocanin verdigi asiri motivasyonla bazen asiri hareketler yapiyormus aslanciklar...!" Bu asiri MOTIVASYON ne menem bir seydir? Agizdan hap olarak mi alinmaktadir, yoksa damardan siringayla mi?
"BASARI ICIN HER YOL MUBAH... AMAC = PARA, DAHA COK PARA...."
Spor, esit sartlarda, spor ahlakina bagli kalinarak yapildiginda spordur...Mucadelemiz, kisilerle veya kurumlarla degil, 15 senedir sporumuzda UTANC tablolarini bir biri ardina sergileyen YONETIM ANLAYISI iledir... "Seni de, seni seveni de sevmiyorum!" diye sehrin en islek caddesine pankart astiracak kadar, rakip camialarda nefret uyandiran YONETIM anlayisi iledir...Bunu anlamak istemeyenler cikacaktir bu rakip camiadan, kafalarini deveku$u gibi kuma gomup, olani biteni basit bir KISKANCLIK olarak algilamaya calisanlar da cikacaktir. Ozelestiri yapmamakta israrci olanlar olacaktir elbet.... Hatta isin icine son parasini mac biletine yatiran gariban taraftari karistirip,ucuz duygu somurusu yapmaya kalkisanlar da olacaktir...
Dusunmeyeceklerdir UTANC dolu gecmislerinde defalarca, o gariban taraftarin COSKUSUNU, SEVINCINI caldiklarini, o gariban taraftarin AKITTIGI GOZ YA$LARINI geri veremeyeceklerini...
 DUSUNEMIYECEKLERDIR....!
Bu arada geçen hafta Galatasaray yoneticileri ve futbolculari Ankara'da gitmedik kapi birakmamislardir. Milletvekilleri, bakanlar, parti baskanlari ve niceleri ... amac UEFA sampiyonu Galatasaray kulübunun odullendirilmesi ve detaylariydi. Hani millete mal olmustu bu kupa, hani ulkemizin reklami yapilmisti.. Eger gerçekten inansalardi bu soylediklerine once Anitkabire gider ATATURK'u ziyaret ederlerdi. Ama oraya gidecek yuzleride yok unutmayalim ki Ataturk'un bize miras biraktigi bu topraklarda yetisecek sporculara soyledigi bir soz var;
"Ben sporcunun zeki, cevik ve ayni zamanda AHLAKLISINI severim"
12 Numara
 

ANTİBUKALEMUNSPOR Copyright © 2011 -- Template created by O Pregador -- Powered by Blogger