Galatasaray Sportif A.Ş. hisselerinde son dönemde yaşanan anormal yükseliş kimsenin gözünden kaçmamıştır. 23 Şubat’ta 146,5 TL olan hisse fiyatı 22 Mart itibariyle 230 TL'ye çıkarken, son 1 aydaki yükseliş oranı %57’ye ulaştı. Bu artışın çok büyük kısmı ise son 4 gün içerisinde yaşandı. 16 Mart’ta 169 TL olan hisse 4 günde %36 değer kazandı. Hatta dün hisseler 255 TL'ye kadar yükseldi ancak kapanışta 226 TL'ye geriledi.
Doğal olarak herkes bu yükselişin arkasındaki nedenleri merak ediyor. Ancak şu ana dek bununla ilgili hiçbir açıklama yapılmış değil. Aslında SPK’nın yayınladığı “Özel Durumların Kamuya Açıklanmasına İlişkin Esaslar Tebliğinin” 17. Maddesine göre firmaların,hisse senetlerinin fiyatları veya işlem hacimlerinde piyasa koşullarıyla açıklanamayan dalgalanmalar olduğunda ilgili borsanın talebi üzerine derhal kamuya açıklama yapmak ve bu açıklamada kamuya henüz açıklanmamış özel durumların olup olmadığını belirtmek zorunluluğu var. Şu ana dek herhangi bir açıklama yapılmadığına göre Galatasaray Sportif A.Ş.’ye bu yönde bir talep gelmediği anlaşılıyor.
İMKB 100 haftayı %1,5'luk düşüşle kapatırken, Galatasaray Sportif A.Ş. hisselerinin aynı dönemde %30'dan fazla artması "piyasa koşullarıyla açıklanamayan dalgalanma"değilse ve açıklanma istenmeyecekse ne zaman istenecek diye düşünenler olabilir. Onlara cevaben şunu söyleyebilirim; sırf Galatasaray da yararlansın diye kayıtlı sermaye sistemine geçiş sınırını bir gecede 100.000 TL'ye indiren (SPK'dan Galatasaray'a Büyük Kıyak), bağımsız olmadıkları hiçbir şekilde şüphe getirmeyen kişilerin şirkete “Bağımsız Üye”olarak atanmalarına ses çıkarmayan (Galatasaray Sportif A.Ş.'nin Bağımsız Yönetim Kurulu Üyeleri), Faruk Süren’in “Şirketten 390 Milyon TL hortumladık, SPK da buna göz yumdu” şeklindeki itirafını yalanlamayan (390 Milyon Liralık Hortum), başında koyu bir Galatasaraylı olan Vedat Akgiray'ın bulunduğu SPK'nın bu konuda herhangi bir girişimde bulunmasını beklemek saflık olur.
Madem ilgili kurumlar kamuoyunun merak ettiği hususların açıklanmasını sağlamak için herhangi bir girişimde bulunmuyor, o halde biz hisse senetlerinin bu anormal yükselişinin arkasındaki nedenleri hakkında biraz kafa yoralım.
Yakın dönemde çeşitli medya organlarında Galatasaray yönetiminin, kamuoyunda çok büyük tepki çeken, benim de burada hakkında birkaç yazı yazdığım, küçük yatırımcılara zarar vereceği konusunda şüphe olmayan bedelli sermaye artırımından vazgeçtiği, bunun yerine primli sermaye artışına gideceği yönünde haberler çıktı. 8 Mart tarihinde katıldığı bir TV programında Ünal Aysal da “Bedelli sermaye artırımında küçük yatırımcıyı daha çok koruyacak bir sistem üzerinde çalıştıklarını, eski orandan vazgeçmediklerini ancak yöntemin değiştiğini” söyledi.
Galatasaray Sportif A.Ş.'nin hafta içinde anasözleşme değişikliği için Genel Kurulu toplantıya çağırması söylentileri doğruluyor. SPK'nın kıyağı sayesinde Kayıtlı Sermaye Sistemine geçme şansı elde eden Galatasaray Sportif A.Ş.'nin anasözleşmesinde yapılacak değişiklikler Yönetim Kuruluna "İmtiyazlı pay sahiplerinin haklarının kısıtlanması ve pay sahiplerinin yeni pay alma hakkının sınırlandırılması ile primli hisse ihracı konularında karar alma" yetkisi verilmesini sağlıyor.
Primli hisse ihracı, sermaye artırımında hisselerin nominal değerlerinin üzerinde bir bedelle satılmaları demek. Bunu Galatasaray Sportif A.Ş. özelinde şöyle açıklayabiliriz. Bilindigi gibi bedelli sermaye artırımı ilk açıklandığında oran %9.900 idi. Yani pay sahipleri sermaye artırımına katılabilmek için hisse başına 99 TL ödemek zorundaydı. Bu şekilde küçük yatırımcıların toplamda ödemek zorunda oldukları tutar 125 Milyon TL civarındaydı. Şimdi ise, primli hisse ihracı imkanına kavuşacak olan Galatasaray Sportif A.Ş. bedelli sermaye artırımı oranını %100 olarak açıklayıp, hisse başına talep ettiği tutarı 99 TL olarak açıklayabilir. Böylece kamuoyunda çok büyük tepki çeken bedelli sermaye artırım oranı %9.900'den %100'e gerilemesine rağmen küçük yatırımcının cebinden çıkan para değişmez. Ünal Aysal'ın “Eski orandan vazgeçmedikleri ancak yöntemin değiştiği”şeklindeki sözlerinin Türkçe meali bu işte.
Özünde küçük yatırımcının cebinden çıkan para değişmeyeceğinden, bu operasyona meşruiyet kazandırmak için sadece bedelli oranını aşağıya çekmek yeterli değildi tabi ki. Kamuoyunda en fazla tepki gören hususlardan birisi de 150 TL civarında olan bir hisse için pay sahiplerinden ilave 100 TL daha istenmesiydi. Hatta bu fiyatlardan yatırımcıların çoğunun sermaye artırımına katılmayacağı dahi konuşuluyordu. Sermaye artırımına katılımın artırılması ve operasyonun kamuoyuna biraz daha şirin gösterilmesi için hissenin fiyatının da biraz yükselmesi gerekiyordu.
İşte bu dönemde, 12 Mart'ta yazdığım yazımda belirttiğim gibi (Galatasaray'ın Müthiş Projeleri ve Peşkeşin İtirafı), medyada birden bire Galatasaray'ın mali durumunu toz pembe gösteren haberler birbiri ardına yayınlanmaya başladı. Galatasaray Sportif A.Ş.'nin kamuya açıkladığı en son mali tablolarda görünen görünen borca batıklık durumu sanki yokmuş gibi davranılmaya ve Galatasaray'ın mali durumu hakkında gerçek olmayan bir algı yaratılmaya çalışıldı. Ve yazımın üzerinden kısa bir süre geçtikten sonra da, ortada bu yükselişi destekleyen hiçbir somut gelişme yokken hisse fiyatlarındaki anormal yükseliş başladı. İlgili kurumlar bu anormal yükselişle ilgili bir açıklama isteme gereği dahi hissetmediklerinden, bu yükselişin nasıl gerçekleştiği, bu hisseleri kimin aldığı, manipülatif hareketlerin olup olmadığı konusundaki gerçekleri hiçbir zaman öğrenemeyeceğiz. Ancak bildiğimiz bir şey var, Galatasaray'ın borçları küçük yatırımcının sırtına yükleme ve bu şekilde düzlüğe çıkma konusundaki kararlılığı devam ediyor. Bu konuda SPK'dan da her türlü yardımı gördükleri aşikar.
Dipnot: Bütün bu işlemlere rağmen Fenerbahçe'nin piyasa değeri halen Galatasaray'ın 2 katından fazla. Gs-Bjk-Ts toplam piyasa değeri halen 1 Fenerbahçe etmiyor.