2 Mart 2012 Cuma

Teşviğin Makbuzu


Bugün Adnan Polat hakkında "hizmet nedeniyle görevi kötüye kullanmak" suçunu işlediğine yönelik olarak hazırlanan iddianame kabul edildi. Esasında bu olaya hiç girmek istemiyorum. Nihayetinde burada suçlanan biri var, kendisi savunma hakkını kullanmalı, Galatasaray Spor Kulübü de iddialardan pay aldığı oranda elindeki belge ve bilgileri ortaya koymalı. Ancak süreç içerisinde ilginç bazı şeyler var.

Bülent Tulun'un Mektubu

Kamuoyu Tulun'un mektubundan 5 Ağustos 2011 tarihinde haberdar oldu. Mektupta aynen şöyle deniyordu [1]:

15 Haziran 2007

Sayın Polat; Uzunca bir süredir Sasa Iliç’in transferi sırasında, yani Temmuz 2005’te yapılan bir işlem dolayısıyla şahsımı suçlayıcı söylemlerinizi izlemekteyim. Mevkur tarihte oyuncunun resmi menajeri yoktu. Kendisine transfer pazarlığını yapan ile yardımcı olan bir kişiye “Adı bende” 75.000 Euro ödedik. Bununla ilgili yönetim kurulu kararı mevcuttur. İşlem Galatasaray menfaatleri için yapılmıştır. Umarım Mayıs 2006’da iki parti halinde şoförünüzün makbuz imzalayarak aldığı 1.500.000 ABD Doları da Galatasaray menfaatleri için kullanılmış olsun. Söz konusu makbuz kopyaları bende mevcuttur. Hoşça kalın... Bülent Tulun


6 Ağustos 2011 tarihinde Adnan Polat savcılığa ifade vermeye gitti. Burada kendisine 1 milyon doların ne olduğu sorulunca bu paranın Song'a verildiğini ifade etti.

Oysa söz konusu paranın 2006 yılında Mayıs ayında Denizlispor'a teşvik primi olarak gönderildiği iddiaları yer alıyordu.

2006 tarihli bir Hürriyet gazetesi haberinin manşeti aynen şöyle: "İşte Şike İşte Belge" Haberde şu ifadeler geçiyor: [2]

TÜRKİYE hep o ismi konuştu. Ali İpek.. Denizlispor Başkanı.. Sezonun bitimine doğru birkaç kez ortalığı ayağa kaldırmış, ligin şaibeli olduğunu iddia etmişti;

- F.Bahçe maçından sonra dönen dolapları açıklayacağım. Sezon sonunda konuşacağım.

- Bir konuşursam yer yerinden oynar..

- Ortalıkta dolaşan çantaların haddi hesabı yok..

Ali İpek, küme düşme potasında bulunan ya da şampiyonluk yarışı yapan takımların "Şike yaptığı" imasında bulunuyordu.


Yani bağlantıları kurmak çok da zor değil. Ortalıkta o tarihlerde Galatasaray kulübünden "iki parti halinde" çıkan bir para var, aynı tarihlerde Denizlispor Başkanı şampiyonluk yarışı yapan takımların şike yaptığı imasında bulunuyor, bir takım çantaların gezindiğini ifade ediyor, konuşacağını söylüyor ancak takım kümede kaldığı için susuyor.

Polise sunulamayan belge: 1 milyon dolar nerede? 

Velhasıl ne oldu? Galatasaray muhasebe kayıtları içerisinde bu bir milyon doların nasıl harcandığı bulunamadı. Galatasaray nihayetinde bir dernek olarak belirli defterleri tutmak, harcamalarını ve gelirlerini belgelerle ispatlamak zorunda. Dolayısıyla bu makbuzların da varolması gerekiyor. Oysa bir milyon doların nereye harcandığını gösteren bir makbuz yok.

Bunun üzerine Galatasaray kulübünden bu makbuzlar istendi, Galatasaray da bir açıklama yaptı ve aynen şunu söyledi [3]:

Bugün saat 22.45 sularında yöneticimiz Sedat Doğan, Organize Suçlar Müdürlüğü'nü arayarak tüm hafta sonu boyunca çalışıldığını ve kulübümüzden Cuma günü talep edilen belgelerin tercümeleri ile birlikte hazır olduğunu, eğer emniyet tarafından arzu edilirse derhal teslim edilebileceğini ifade etmiştir.

Emniyet görevlileri ise belgelerin yarın teslim edilmesinin daha uygun olacağını belirttiklerinden, ilgili belgeler yarın sabah erken saatte emniyete teslim edilecektir.

Medyada çıkan "belgelerin eksik olduğu ve bu yüzden teslim edilemediği" yönündeki haberlerin asılsız olduğu bir kez daha ispatlanmış olmaktadır.


İşe bak, Galatasaray 7 Ağustos 2011 tarihinde belgelerin eksik olduğu iddialarını yalanlıyor ve belgeleri ibraz etmek için 2 gün süre istiyor. Yani belgelerin tam olduğunu ifade ediyor.

8 Ağustos 2011 tarihinde Radikal müjdeyi veriyor, "Belge Bulundu" [4]

Geçen hafta Galatasaray Kulübü'ne yönelik operasyonda polisin harcamalarla ilgili istediği belgeler polise teslim edildi.

Galatasaray Kulübünün, paranın Kamerunlu futbolcu Song’un transferi için kullanıldığına dair belgeleri bugün emniyete ve savcılığa sunduğu belirtildi.


Halbuki bugün kabul edilen iddianameye göre bu belgeler hala yok. Nitekim bu açıklama bir çok kez yalanlandı.

9 Ağustos 2011 tarihinde belgelerin "gazete küpürü" olduğu ortaya çıktı, sanıyoruz Radikal gazetesinin ilgili muhabirinin kalbi sıkışmıştır [5],[6]:


Belge diye sunulan klasörü açan polisler, makbuz yerine o dönem G.Saray’da forma giyen Rigobert Song’la yaşanan ödeme krizini anlatan haberlerin bulunduğu gazete kupürleri ve menajeriyle yapılan ödeme yazışmalarıyla karşılaştı.


Galatasaray: Taşınırken kaybetmiş olabiliriz, arşivde olabilir, arıyoruz

7 Ağustos 2011 tarihinde belgelerin tam ve eksiksiz olarak emniyete sunulduğunu ifade eden Galatasaray bundan 6 ay sonra şu açıklamayı yaptı [7]:

1. Kulübümüz son altı yıl zarfında, yapılanma çalışmalarına bağlı olarak birden fazla mekan değiştirmiş ve son olarak yaklaşık 8 ay önce bugünkü merkezi olan Ali Sami Yen Spor Kompleksi TT Arena’ya taşınmıştır. Halen geçmiş yıllar arşiv düzenlemesi çalışmaları imkanlarımız ölçüsünde sürdürülmektedir.

2. Kulübümüz açısından çeşitli ödemelerin gecikmesinden kaynaklanan fevkalade ciddi sorun ve ihtilafların yaşandığı bir dönemde, özellikle UEFA ve başta CAS olmak üzere hukuk kurumlarına intikal etmiş davalar sırasında ilgili kurumlar ve Kulübümüz avukatlarının talebi üzerine pek çok belgenin aslı ilgili dosyalara, kişi ve kurumlara sunulmuş bulunmaktadır.

3. Genel Kurulumuzca ibra edilmiş olan söz konusu döneme ilişkin, gerek Kulüp Denetim Kurulu gerek mali denetim kurulları ve gerekse İçişleri Bakanlığı Dernekler Denetçiliği tarafından yapılan incelemeler sonucunda düzenlenen raporlarda bahis konusu hususa yönelik hiçbir usulsüzlük tespit edilmemiştir.


Yani Galatasaray dedi ki, kardeşim biz o dönemi zaten ibra etmiştik, bir çok kereler de taşındık, arşivlerde bulduğumuz belgeleri emniyete ibraz ettik, arşiv çalışmaları da devam ediyor, bulursak onu da emniyete sunacağız.

Hangi belgeyi? Tekrardan zarar çıkmaz, 7 Ağustos tarihinde tam ve eksiksiz olarak emniyete sunduklarını iddia ettikleri belgeyi.

Savcının Görüşü: Teşvik Priminin makbuzu yok, o yüzden Teşvik suçu da yok

Velhasıl kelam, kabul edilen savcılık iddianamesinde şu görüş yer alıyor:

Galatasaray Spor Kulübü Derneğine ait 1 milyon dolar tutarındaki paranın hangi amaçla ve nereye harcanmış olduğunu ikna edici bir makbuz ya da belge ile tevsik edilemediği dikkate alınarak, harcamanın yapılmış olduğu 16 Mayıs 2006 tarihi itibarıyla Galatasaray Spor Kulübü Derneğinde kulüp başkan yardımcısı olarak görev yapan, bahsi geçen ödemenin yapıldığı iddia edilen futbolcu Rigobert Song ile yapılan sulh ve ibra kontratlarında kulüp başkan yardımcısı sıfatıyla imzası bulunan Adnan Polat'ın eylemiyle 'Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanmak” suçunu işlemiş olduğu dosya kapsamından anlaşılmıştır.


Yani ne diyor savcı? Bu paranın nereye gittiği belli olmadığı için, Galatasaray bana bu paranın nereye harcandığını ispatlayamadığı için, dönemin Galatasaray Spor Kulübü Başkanını güveni kötüye kullanmaktan dolayı suçluyorum.

Bu ayıp tek başına yeter. Koca Galatasaray kulübü taşındığı için belge bulamıyor, emniyet güçlerine belge olarak gazete küpürü sunuyor, medyayı yalancılıkla itham ediyor ama bir yandan da kendisi yalan söylüyor.

Esas önemli konu şu, savcı aynı iddianamede diyor ki:

Denizlispor-Fenerbahçe futbol takımları arasında oynanan maç öncesinde ve sonrasında 14 Nisan 2011 tarihinde yürürlüğe giren 6222 sayılı Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun kapsamında değerlendirilebilecek nitelikte Galatasaray Spor Kulübü adına teşvik primi olarak herhangi bir ödemede bulunulduğuna dair kayıt bilgi ve belgeye rastlanılmadığıgörülmüştür.


Dikkat isterim savcı diyor ki: Galatasaray Spor Kulübünün teşvik primi olarak değerlendirilebilecek herhangi bir ödeme bulunduğuna dair BELGE OLMADIĞI için, teşvik primi yok.

Yani diyor ki, teşvik primine yorulacak bir ödeme makbuzu yok o yüzden de teşvik primi yok.

Şimdi zurnanın zırt dediği yer şurası, Fenerbahçe Spor Kulübü şike davasında tek tek mali kayıtlarını açtı, anılan dönemle ilgili bütün belgeleri mahkemeye sundu.

Fenerbahçe'ye yönelik davada savcının elinde şike veya teşvik primine yönelik bir ödeme gösteren bir tane makbuz, belge, kayıt hiçbir şey yok.

Fenerbahçe'nin hesap veremediği 1 TL bulunmuyor. Savcının da usulsüz bulduğu tek 1 TL'lik finans akışı yok.

Manzara da şu,

Galatasaray bir milyon doların nereye gittiğini gösteren bir tane belgeye sahip değil, ancak teşvik primi gösteren belge de yok o yüzden teşvik primi yok,

Fenerbahçe'nin açık 1 TL'si yok, her kuruş belgeyle ispatlanmış, savcının elinde teşvik veya şike gösteren bir tane mali kayıt yok ama savcı şike ve teşvik suçunun işlendiğini iddia ediyor!

Şimdi bu ne?

Özel Yetkili Savcıların ne şekil bir özel yetkiye sahip olduğunu kamuoyunun çok daha iyi anladığı bu günler için bile bu durum basbayağı absürd.

Eğer teşvik primi iddiasını ispatlayan şey buna yönelik bir ödeme belgesi ise, yani bir milyon doların nereye harcandığını gösteren bir belge olmaması bile teşvik primi iddiasını güçlendirmiyorsa Fenerbahçeli tüm yöneticilerin bugün beraat etmesi, hepsinin de dışarıda olması lazım.

Tekrar etmek istiyorum, savcı teşvik priminin delili olarak bir ödeme belgesi arıyor, kasadaki açığı bile, bu açığın varolmasını bile delilden saymıyor. O halde Fenerbahçeliler neden içeride?

Kurgu diyoruz ya hani, işte kurgu böyle mantık hatalarıyla dolu, adaletsiz bir sahne kurduğu için çöküyor.

[1] http://www.muhalifgazete.com/17733-Kayip-parayi-acikladi.htm
[2] http://www.hurriyet.com.tr/spor/4789722.asp?gid=53
[3] http://www.galatasaray.org/kulup/haber/10768.php
[4] http://www.radikal.com.tr/R=1059255
[5] http://www.hurriyet.com.tr/spor/futbol/18445053.asp
[6] http://spor.milliyet.com.tr/..=haberici
[7] http://www.galatasaray.org/kulup/haber/12673.php


http://papazincayiri.blogspot.com/2012/03/tesvigin-makbuzu.html?spref=tw
 

ANTİBUKALEMUNSPOR Copyright © 2011 -- Template created by O Pregador -- Powered by Blogger